Kayseri'nin Devleri Birer Birer satılıyor: Binlerce İşçi ve Aile Endişeli!

Kayseri'nin dev firmaları birer birer satılıyor. Kayserigaz, Bellona, Hes Kablo, RHG Enertürk Enerji, Erciyes Çelik… Şimdi de İstikbal satışta: Binlerce çalışan 'İşten çıkarılacak mıyız?' korkusuyla bekliyor. Tedarikçiler ve alt yükleniciler de endişe içinde… Tüm detaylar haberimizde.

Kayseri'nin Devleri Birer Birer satılıyor: Binlerce İşçi ve Aile Endişeli!

Kayseri sanayisinin temel taşları el değiştiriyor

Son aylarda Kayseri’de birçok köklü şirketin el değiştirdiği resmi olarak kesinleşti. Türkiye’nin mobilya, enerji ve çelik üretimi gibi stratejik sektörlerinde faaliyet gösteren büyük firmaların satışları hem ekonomik çevrelerde hem de binlerce çalışan arasında ciddi bir tedirginliğe yol açtı.

Kayserigaz satıldı: Aksa Doğalgaz resmen devraldı

Mart 2025’te BOTAŞ’a ait Kayserigaz’ın %100 hissesi, Aksa Doğalgaz’a devredildi. Devir işlemi Rekabet Kurulu’nun 25-06 sayılı kararı ile onaylandı ve Resmî Gazete’de yayımlandı. Artık şehirde doğalgaz dağıtım sorumluluğu Aksa’ya ait. Bu süreçte Kayserigaz’da çalışan personelin durumu ise şirket içinde yeniden yapılandırmayla şekillenmeye başladı. Pek çok personelin durumunda değişiklik oldu. 

Bellona resmen satıldı: 8,1 milyar TL’ye el değiştirdi

Kayseri Anadolu Haber’in resmi kaynaklardan edindiği belgelere göre, Erciyes Anadolu Holding bünyesinde yer alan mobilya devi Bellona, TMSF’nin açtığı ihale ile Anadolu Güçbirliği Holding’e 8 milyar 100 milyon TL bedelle satıldı. Satış, TMSF kayıtlarında kesinleşmiş bir şekilde yer aldı ve kapalı teklif-açık artırma yöntemiyle gerçekleşti.

Hes Kablo, Erciyes Çelik, Halat Grubu: El değiştiren sanayi devleri

Anadolu’nun en büyük şirketlerinden Kayseri’nin önde gelen sanayi kuruluşlarından olan HES Kablo, TMSF tarafından 18,6 milyar TL’ye satıldı. Nakkaş Holding’in satın aldığı şirketle ilgili ne gibi değişiklerin yaşanacağı ve fabrika işçilerinin akıbetlerinin ne olacağı merak ediliyor. Erciyes Çelik ve Halat Grubu grubunun da yüzde 27,49’luk hissesi satıldı. RHG Enertürk Enerji Üretim ve Ticaret A.Ş. de TMSF tarafından satılan bir başka şirket oldu. 

Şimdi gözler İstikbal Mobilya’da

Türkiye’nin en büyük mobilya markalarından biri olan İstikbal Mobilya A.Ş., TMSF tarafından 30 Eylül 2025 tarihinde satışa çıkarılacak. Resmî satış ilanına göre muhammen bedel 12 milyar 500 milyon TL. İhale, kapalı teklif ve açık artırma usulü ile yapılacak. İstikbal, sadece Kayseri’nin değil, Türkiye’nin en önemli mobilya markası. Yüzlerce ülkeye ihracat yapan firmanın, Dünya genelinde yüzlerce bayisi bulunuyor. 

Binlerce işçi, on binlerce aile gelecekten kaygılı

Satışa çıkarılan firmalarda çalışan binlerce işçi, gelecekte kendilerini nelerin beklediğini bilmiyor. Kayserigaz, HES Kablo ve Bellona örneklerinden sonra İstikbal işçileri de aynı korkuyu yaşıyor: “Yeni patron kim olacak, bizi işten çıkaracak mı? Servisler, vardiyalar, maaşlar değişecek mi? Bizim kaderimiz artık başkalarının kararına bağlı.” diyor. İşçiler, özellikle sendikal güvencenin zayıf olduğu ortamlarda “önce satın al, sonra küçült” mantığıyla işten çıkarmaların gündeme gelmesinden endişe ediyor.

Ekonomik etkiler sadece işçilerle sınırlı değil

Erciyes Anadolu Holding’in satış süreci ile ilgili yaşanan endişe sadece binlerce çalışan ve aileleri ile sınırlı değil. İşçilerin dışında dolaylı olarak bu şirketlerden gelir elde eden alt yükleniciler, servis taşımacıları, yemekhane firmaları, lojistik tedarikçileri de etkilenecek. İş güvencesi kadar ekonomik istikrar, ailelerin sosyal düzeni, eğitim ve kira planlamaları da bu satışlardan doğrudan etkileniyor.

TMSF süreci nasıl ilerliyor?

TMSF, el konulan şirketlerin “ekonomiye kazandırılması” hedefiyle satışa çıkarıldığını belirtiyor. İhalelerde şeffaflık esas alınırken, işçilerin durumuna dair bir güvence şartı bulunmuyor. Rekabet Kurulu onayı gereken büyük satışlar ise ayrıca inceleniyor.

Uzmanlar uyarıyor: 'İşçilerin kaderi sözleşmede belirlenmeli'

Ekonomi hukukçuları, dev satışlarda “çalışan güvencesi maddesi”nin açıkça belirtilmesi gerektiğini, aksi halde işverenin işten çıkarma hakkını kullanabileceğini vurguluyor. TMSF’nin geçmiş satışlarında işçilerin korunmasına dair yasal bağlayıcılık bulunmaması ise eleştiri konusu. Kayseri, Türkiye ekonomisine damga vurmuş büyük firmalarıyla anılırken, bu firmaların birer birer satılması sadece ticari bir mesele değil; toplumsal bir dönüşümün de habercisi. İşçilerin, ailelerinin ve Kayseri halkının haklı endişeleri, alınacak kamusal kararlarla doğrudan bağlantılı. Ekonomik geleceği şekillendirecek bu gelişmelerin, sadece bilanço değil “insan” eksenli değerlendirilmesi gerekiyor.