Kayseri'de bu miras kendi kimliğini yaşatıyor...
Anadolu'nun kadim şehirlerinden biri olan Kayseri tarihi ve kültürel yapılarıyla dikkat çekiyor. Adeta bir Açıkhava müzesi görünümünde olan Kayseri, tarihi mirası kendi kimliğinde yaşatıyor. İşte detaylar Kayseri Anadolu Haber'in Kayseri haberinde…
En eski zamanlardan beri pek çok uygarlığa ev sahipliği yapan Kayseri Selçuklu mirasını kendi kimliğinde yaşatıyor.
Anadolu’nun kadim şehirlerinden Kayseri, Selçuklu mirasıyla tarih ve kültür tutkunlarını kendine hayran bırakıyor ve ziyaretçilere tarihi bir deneyim sunuyor. Her köşede bulunan tarihi yapılar adeta bir Açıkhava Müzesi olarak yerli ve yabancı turistlere görsel şölen sunuyor.
Hala ayakta duran kültürel miras meraklılarını büyülemeye devam ediyor. Medreselerden kümbetlere, kervansaraylardan camilere kadar uzanan bu miras kendi kimliğini yaşatıyor. Tıp ve bilimin beşiği Gevher Nesibe Şifahanesi, 736 yıllık olan; Döner Kümbet, Hunat Hatun Külliyesi, eğitimde Selçuk’lunun izleri olan; Sahabiye Medresesi, kervanların izinde;Sultan Han (Kervan Saray), şehri saran tarih; Kayseri Kalesi ile yerel halkın ve yabancı turistlerin yoğun ilgisini çekiyor.
İşte Selçuklu’dan miras kalan eserler…
Anadolu'nun ilk tıp medresesi
1206 yılında I. Gıyaseddin Keyhüsrev tarafından kız kardeşi Gevher Nesibe adına inşa ettirilen Gevher Nesibe Şifahanesi, yalnızca bir hastane değil aynı zamanda Anadolu'nun ilk tıp medresesi olma özelliğini taşıyor. Günümüzde ‘’Selçuklu Uygarlığı Müzesi’’ olarak ziyaretçilerini ağırlayan yapı, hem sağlık hem eğitim tarihine ışık tutuyor.
Selçuklu'nun göz alıcı örneklerinden biri!
1276 yılında yapıldığı düşünülen Döner Kümbet, Selçuklu taş işçiliğinin göz alıcı örneklerinden biridir. 12 köşeli silindirik yapısı ve üzerindeki kartal, aslan gibi sembollerle süslenmiş taş süslemeleriyle dikkat çekiyor.
Selçuklu kadınlarının sanat ve hayır işlerine katkı göstergesi
II. Alaeddin Keykubad’ın eşi tarafından yaptırılan Hunat Hatun Külliyesi, cami, hamam, türbe ve medrese bölümleriyle dikkat çekiyor. 1237 yılında tamamlanan yapı, hâlâ ibadet ve sosyal alan olarak kullanılmaktadır. Külliye, Selçuklu kadınlarının sanat ve hayır işlerine katkısının da bir göstergesidir.
Yerli, yabancı ziyaretçilerin uğrak noktası
1267 yılında inşa edilen Sahabiye Medresesi klasik Selçuklu mimarisinin taşıyıcılarından biridir. Revaklı avlusu, işçiliği ve merkezi konumuyla dikkat çeken medrese, hem yerli hem de yabancı ziyaretçilerin uğrak noktasıdır.
Selçukluların ticaret yollarına verdiği önemin örneği
Kayseri’nin Bünyan ilçesi yakınlarında bulunan Sultan Han, Anadolu’daki en büyük kervansaraylardan biridir. 1232 yılında inşa edilen bu devasa yapı, Selçukluların ticaret yollarına verdiği önemin somut bir örneği olarak tarihteki yerini alıyor.
Selçuklu döneminde yenilendi!
Tarihi Roma dönemine kadar uzanan Kayseri Kalesi, Selçuklular döneminde önemli bir yenilenmeden geçmiştir. İç ve dış kale olmak üzere iki bölümden oluşan yapı, bugünkü görünümünü büyük ölçüde Selçuklu dönemine borçludur.


