Kayseri Barosu uyardı: Vatandaşın yolu kesiliyor! 186 bin TL'ye kadar mahkeme yok
Tüketici şikâyetlerinde parasal sınır 186 bin TL'ye çıkarıldı. Kayseri Barosu'na göre bu düzenleme vatandaşı mahkemeden uzaklaştırıyor, büyük paralarda avukatsız karar dönemini başlatıyor. Detaylar Kayseri Anadolu Haber'de...
Tüketici Hakem Heyetlerinin görev sınırı 2026 yılı için 186 bin TL’ye yükseltildi. Resmî Gazete’de yayımlanan düzenleme sonrası Kayseri Barosu yazılı bir açıklama yaparak karara itiraz etti. Baro, bu düzenlemenin vatandaşın mahkemeye erişimini fiilen zorlaştırdığını savundu.
Kayseri Barosu, Tüketici Hakem Heyetlerinin küçük meblağlı ve basit uyuşmazlıklar için oluşturulmuş istisnai bir başvuru yolu olduğunu hatırlattı. Buna rağmen parasal sınırın 186 bin TL’ye çıkarılmasıyla birlikte, yüksek tutarlı anlaşmazlıkların da zorunlu olarak bu heyetlere yönlendirildiğine dikkat çekildi. Baroya göre bu tutar, vatandaş için küçük bir meblağ değil ve bu seviyedeki uyuşmazlıklarda mahkemeye gitme yolunun kapatılması hak arama özgürlüğünü zedeliyor.
Açıklamada, Tüketici Hakem Heyetlerinin mahkeme olmadığı ve yargı yetkisine sahip bulunmadığı vurgulandı. Bu heyetlerin idari kurullar olduğu belirtilirken, uygulamada çoğu kararın avukat desteği olmadan verildiği ifade edildi. Baro, bu durumun vatandaşın savunma hakkını zayıflattığını, avukatlık mesleğinin kamusal rolünü geri plana ittiğini ve taraflar arasında adil bir denge kurulmasını zorlaştırdığını belirtti.
Kayseri Barosu ayrıca, Anayasa ile güvence altına alınan adil yargılanma ve doğrudan mahkemeye erişim hakkının bir tebliğ yoluyla sınırlandırılamayacağını savundu. Temel haklara ilişkin bu tür düzenlemelerin ancak kanunla yapılabileceği vurgulanarak, mevcut uygulamanın hukuk devleti ilkesine aykırı olduğu ifade edildi.
Baro açıklamasında, Tüketici Hakem Heyetlerinin görev sınırının makul bir seviyeye çekilmesi gerektiği belirtilirken, yüksek meblağlı uyuşmazlıklarda vatandaşlara doğrudan mahkemeye başvurma hakkının tanınması çağrısında bulunuldu. Hak arama özgürlüğünü sınırlayan bu düzenlemenin anayasal ilkeler gözetilerek yeniden ele alınması istendi.