Karanlığı nota nota aydınlattı: Görme engelli öğretmenden ilham veren hikâye
Doğuştan görme engelli olan goalball milli oyuncusu Süleyman Ekici, hem müzik hem sporla engelli çocukların hayatına dokunuyor. Detaylar Kayseri Anadolu Haber'de…
Kayseri’de yaşayan 42 yaşındaki Süleyman Ekici, halk arasında ‘‘tavuk karası’‘ olarak bilinen retinitis pigmentosa hastalığıyla dünyaya geldi. Görme yetisini zamanla kaybeden Ekici, müzik ve sporla kurduğu güçlü bağ sayesinde hem bireysel başarılar elde etti hem de engelli bireylerin yaşamına yön verdi.
İlk ve ortaöğretimini farklı illerdeki görme engelli okullarında tamamlayan Ekici, lise yıllarında müziğe yönelerek bağlama ve piyano çalmayı öğrendi. 2001 yılında Kayseri’ye döndüğünde, kendisi gibi görme engelli ağabeyiyle birlikte şehirde ilk goalball takımını kurdu. Milli takım düzeyine kadar yükselen Ekici, 2004’te İtalya’daki Dünya Şampiyonası’nda Türkiye’yi temsil etti. Goalball dışında atletizm, judo, halter ve yüzme gibi alanlarda da deneyimi bulunan Ekici, aynı zamanda iki şiir kitabı kaleme aldı.
Eşiyle de bir spor etkinliğinde tanışan Ekici, evlendikten sonra spora ara verdi. Ancak müzik tutkusunu bırakmadı. Anadolu Üniversitesi’nde sosyoloji, Erciyes Üniversitesi’nde müzik öğretmenliği eğitimi aldı, yüksek lisansını da tamamladı. Bugün, Şehit Yiğitcan Çiga Özel Eğitim Uygulama Okulu’nda görme engelli çocuklara müzik eğitimi veriyor.
Sınıfında bağlama ve piyano öğreten Ekici, ‘‘Müzikal bir bağ kurmak her zaman kolay olmuyor ama öğrencilerimizin ritim ve estetik duygusunu harekete geçirebildiğimizde büyük bir kazanım elde ediyoruz’‘ diyor. Öğrencileriyle birebir ilgilenen Ekici, özel eğitim öğretmenleriyle birlikte sınıf düzenini sağlayarak çocuklara rehberlik ediyor.
Eğitim sistemindeki değişikliklere de dikkat çeken Ekici, yatılı görme engelli okullarının kapanmasının ardından kaynaştırma eğitimine geçildiğini belirtiyor. Ailelere, özellikle ilk dört yıl çocuklarını özel eğitim kurumlarına göndermelerini tavsiye ediyor.
‘‘Bizim derdimiz başarı değil,’‘ diyen Ekici, ‘‘Öğrencilerle anlamlı bir ilişki kurabilmek, onların dünyasına dokunabilmek en büyük kazanç. Yolun kendisinden keyif alıyoruz’‘ ifadelerini kullanıyor.
