İşte Kayseri'nin tarihi mirası! Evliya Çelebi o ayrıntıya dikkat çekti
17. yüzyılın en önemli seyyahlarından biri olan Evliya Çelebi'nin yıllara meydan okuyan Seyahatname'sinde Kayseri'den bakın nasıl bahsetti? Detaylar Kayseri Anadolu Haber'in Kayseri haberinde…
Evliya Çelebi, 17. yüzyılın en önemli seyyahlarından biridir. Seyahatleri sonucunda oluşturduğu Seyahatname adlı eseri yıllara meydan okuyor. Peki, Evliya Çelebi Kayseri’den nasıl bahsetti? İşte detaylar…
‘Evliya Çelebi’ye Göre 17. Yüzyılda Kayseri’nin Mekânsal Bağlamda Değerlendirilmesi’ adlı makalede ifade edilen bilgilere göre, Evliya Çelebi, Kayseri'ye 1650 yılında Maraş üzerinden gelmiş ve şehirde kısa süre kalsa da geniş gözlemlerde bulunmuştur. Seyahatname’sinin üçüncü cildinde yer alan Kayseri anlatısında, şehrin tarihî gelişimi, kaleleri, mahalleleri, ibadethaneleri, medreseleri, çarşıları, kervansarayları, hamamları, kiliseleri, mesire alanları ve ticari yapısı hakkında bilgiler vermektedir.
Şehrin genel yapısı ve kaleleri
Evliya Çelebi, Kayseri’nin köklü bir tarihe sahip olduğunu aktarırken, bugün sosyal medyada hala gündem olan düzenli şehir yapısına da vurgu yapmıştır. Kayseri’yi Anadolu’nun mühim şehirlerinden biri olarak niteleyen Evliya Çelebi, ‘Şehrin içinde büyük ve sağlam bir iç kale bulunur. Bu kalenin içinde evler, cami, han ve dükkanlar bulunur’ diyerek bugünkü Kayseri Kalesi’ni betimler.
Kale kapılarından birinin üzerinde bir arslan ve bir kaplan heykelinin bulunduğunu belirtir. Dış kalenin etrafı hendeklerle çevrilidir. Hendekler kışın su ile dolarken, baharda içine sebzeler dikilir. Dış kalenin beş ana kapısı vardır: Boyacı Kapısı, Kiçikapı, Asarönü Kapısı, Odunbazarı Kapısı, Atpazarı Kapısı.
Ticari hayat
Kayseri’nin ticari hayatı da Seyahatname’de yer alır. Evliya Çelebi’ye göre Kayseri, ticaret açısından önemli bir merkezdir. Halı, kilim ve dokuma ürünlerinin Kayseri’de üretildiğini, ayrıca bakır ve demir işçiliğinin gelişmiş olduğunu aktarır. Evliya Çelebi, Kayseri ile ilgili ‘Burada tüccar çoktur. Her cins kumaş, ipekli ve pamuklu bulunur’ der. Kayseri’nin meşhur pastırması ve halıları da Çelebi’nin dikkatini çeken ticari unsurları arasında yer alıyor. ‘Öyle pastırma olur ki, bir dilimiyle bir sofrayı donatırsın’ ifadeleriyle Kayseri mutfağına da değinen Evliya Çelebi, şehri her yönüyle övgü dolu sözlerle tanımlıyor. Bugün Kayseri, tarihî mirasını korurken modernleşen yapısıyla geçmişle bugünü buluşturuyor. Evliya Çelebi’nin 400 yıl önceki gözlemleri, şehrin köklü kültürünü bir kez daha ortaya koyuyor.
Erciyes Dağı
Seyahatname’de Kayseri’nin incisi Erciyes Dağı da yer alır. Evliya Çelebi, Erciyes için ‘Her daim karla örtülü heybetli bir dağdır’ ifadelerini kullanır. Şehir çevresinde bol su kaynaklarının ve bağ-bahçelerin bulunduğunu, bu nedenle toprağın bereketli olduğunu belirtir.
Eğitim hayatı ve medreseler
Seyahatname’de Kayseri’nin eğitim durumu hakkında da bilgi verilir. Her camide bir çocuk mektebi olduğu aktarılır. Kur’an eğitimi için dârülkurrâlar, hadis eğitimi için dârülhadisler vardır. Kayseri’de bulunan dört medresenin adı geçer: Hunat Hatun, Hacı Kılıç, Müftü ve Eretna. Çelebi’ye göre şehir, hem Müslüman hem gayrimüslim halkın iç içe yaşadığı, hoşgörüye dayalı bir yapıya sahiptir.
Kültürel ve sosyal yapılar
İç ve dış kaleleriyle dikkat çeken şehirde, çok sayıda mahalle, cami, medrese ve çarşı bulunmaktadır. Şehirdeki dini, kültürel ve sosyal yapılar; su kuyuları, çeşmeler, tekkeler ve hamamlarla tamamlanmaktadır. Evliya Çelebi, özellikle Kapalı Çarşı’daki meslek gruplarını, alışveriş yerlerini ve mimari yapıları detaylı biçimde betimlemiştir.
Günümüzde bazı yapılar hâlâ ayakta olsa da büyük kısmı ya yıkılmış ya da kaybolmuştur. Bu durum, şehrin yaklaşık 250 yıl boyunca aynı mekânsal yapıyı koruduğunu gösteriyor.



