Genel Başkan Mahmut Arıkan Kayseri'de konuştu: Türkiye'nin gerçek tablosu dedi
Saadet Partisi Genel Başkanı Mahmut Arıkan Kayseri ziyaretinde basın mensupları ve partililerle bir araya geldi. Arıkan, son dönemde yaşanan olaylara ilişkin kapsamlı değerlendirmelerde bulundu. Uçak kazası ve şehitler, iş ve işçi güvenliği, basına yönelik baskılar, ekonomi, dış politika meseleleri ile ilgili sorunlara dair önemli bir konuşma gerçekleştirdi.
Arıkan, C-130 tipi askeri kargo uçağı kazası sonucu vefat eden askerler ile ilgili konuştu. Kazanın soruşturulması gerektiğini, inceleme sonuçlarının tam ve şeffaf biçimde kamuoyuyla paylaşılmasının zorunlu olduğunu vurguladı.
‘Eski model uçakla göreve gittiler’
Ayrıca kazanın çok yönlü biçimde ele alınması gerektiğini belirterek şu ifadelere yer verdi; ‘Bu kaza üzerinden uzun uzun konuşmamız gerekir. Bu insanların eski model uçaklarla görev yapmaya gönderilmeleri ve bazı ülkelerin bu uçakları ikinci el olarak satın alması, önümüzdeki dönemlerde konuşulması gereken ciddi konulardan biridir. İnceleme sonuçlarının kamuoyuyla açık ve eksiksiz bir şekilde paylaşılması son derece önemli. Böyle olaylarda şeffaflık, hem kamu güveni hem de ailelerin iç huzuru açısından büyük önem taşıyor.'
Reklamların büyük bölümü iktidara yakın yayınlara gidiyor
Basının içinde bulunduğu durumun ülkenin en önemli sorunlarından biri olduğunu vurgulayan Arıkan, Son bir ay içinde 500’den fazla gazetecinin işinden olduğunu medyaya yapılan reklam dağıtımında adaletsizlik olduğunun altını çizdi. Arıkan, kamuya ait veya TMSF’ye bağlı firmalardan yayımlanan reklamların büyük bölümünün iktidara yakın mecralara aktarıldığını ve muhalif yayınların bu reklamlardan mahrum bırakıldığını öne sürdü. Bu durumun yerel basının güçlendirilmesi ve medyanın tarafsız yayın imkânı bulması bakımından ciddi bir sorun yarattığını belirtti. Arıkan, mecliste yerel basını güçlendirecek kanun teklifleri sunduklarını ve bu konuda öneri almak istediklerini kaydetti. Arıkan; ‘TMSF’ye bağlı şirketlerden televizyonlara basılan 14.811.298 saniye reklam verilmiş arkadaşlar. Bu çok ciddi bir sayı. Yani 15 milyon saniyeye yakın reklam verilmiş. Bunu zamana çevirdiğinizde 180 gün boyunca aralıksız reklam verilmiş demektir. Ancak bu reklamların yüzde yüzü iktidara yakın medya kuruluşlarına tercih edilmiş. Muhalif olarak görülen kurumlara ise bir saniye bile reklam verilmemiş. Bu büyük bir adaletsizliktir ve mutlaka düzeltilmesi gerekir’ diye konuştu.
‘CHP’deki seçimi nasıl kazandınız?’
Arıkan, Kayseri’deki yerel basının önemine değinerek, ‘Ben burada çok kıymetli arkadaşlarla yıllarca görev yapmaktan büyük gurur duydum. Her yerde de buradaki basından bahsediyorum. Hatta şöyle bir anekdotum var; bir gün birisi bana, ‘Mahmut Bey, CHP’den aday oldunuz, Kayseri’de CHP’nin durumu belli, yıllardır bir milletvekili zor çıkarıyor, nasıl seçim kazandınız?’ diye sordu. Ben de dedim ki; yerel basınla doğru ilişki kuran, iletişim kanallarını açık tutan, mesajını doğru ileten her siyasetçi kazanır. Kayseri’nin güzelliği de burada’ ifadelerine yer verdi.
‘Türkiye nasıl yönetilmez adlı çalışma’
Mahmut Arıkan, son günlerde art arda yaşanan iş kazaları ve bina çökmesi olayları üzerinden Türkiye’deki yönetim anlayışını sert bir dille eleştirdi. Arıkan; ‘Son 15 günde yaşanan olaylar Türkiye’nin nasıl yönetilemez hale geldiğinin açık bir göstergesi’ dedi.
Arıkan, ülke genelinde son dönemde art arda yaşanan iş kazalarına dikkat çekti. Gebze’de çöken bina, Fatsa’daki taş ocağı göçüğü, Dilovası’ndaki fabrika yangını ve Diyarbakır’daki şantiye göçüğü gibi olayları örnek veren Arıkan, yaşamını yitirenlerin sayısının ve bu tür kazaların nedenlerinin bir kez daha sorgulanmasını istedi.
Arıkan, yaşanan tüm bu olayların sadece yerel ihmallerle açıklanamayacağını belirterek şöyle dedi; ‘Bu dava niye hiç yukarıya gitmiyor? Neden üst düzey yöneticiler hakkında soruşturma açılmıyor? Denetim mekanizması görevini yapmıyor. Türkiye’de hukuk devleti deniyor ama adalet artık tartışılmaz değil, tartışılmayan bir adalet yok. Adaletin tartışılmadığı bir ülke diyemezsiniz. En son yayımlanan hukuk göstergelerinde Türkiye, 150 ülke arasında 100’üncü sıranın altına düştü. Her geçen yıl daha da geriye gidiyoruz. ’
Mahmut Arıkan, Doğu Türkistan’daki gelişmelere dikkat çekerek şunları söyledi; ‘Bugün Türkiye’de konuşulamayan bir Doğu Türkistan meselesi var. İktidarın gençlik kolları geçen hafta Çin’in meydanında ‘Dost Çin’ diye tweet attı. Biz hangi ara bu hale geldik? Yirmi beş yıl önce böyle bir bakış açımız yoktu. Doğu Türkistan’daki kapalı camiler açıldı mı? İnsanlar kısırlaştırılmaya zorlandı mı? Tüm bunlar yaşanırken bizim bu meseleye sessiz kalmamız düşündürücü.’ Arıkan, İsrail’in Gazze’deki durumunu ve Sudan’da yürüttüğü operasyonları ele alarak; ‘Gazze’de itibarı sarsılan İsrail, dağılan itibarını toparlamak için Sudan’da büyük bir oyun devreye soktu. Ölen ve öldüren, kelime-i şehadet getiren insanlar. Bu operasyon, İsrail tarafından yönetildi ve Sudanlı yetkililer tarafından bize aktarıldı. Gazze’de ateşkes ilan edilse bile İsrail, saldırılarını sürdürdü. Bu durum, Türkiye’nin göz önünde bulundurması gereken ciddi bir meseledir.’
‘Türkiye’nin bağımsızlığını tehdit edebilir’
Arıkan, önümüzdeki günlerde Papa Francis’in İznik’te düzenleyeceği toplantıya da tepki göstererek; ‘Bu ziyaret masum bir inanç turizmi değil. Bartolomeos, ekümenik sıfatıyla katılıyor. Biz bu sıfatı kabul etmiyoruz. Atatürk döneminde kaldırılmış, hükümetler de arkasında durmuştu. Şimdi yeniden canlandırılıyor. Bu toplantının amacı Türkiye’nin bağımsızlığını tehdit edebilir’ dedi.
‘Ekonomik sorunlar görmezden geliniyor’
Arıkan, ekonomik sorunların hükümet tarafından yeterince ele alınmadığının altını çizerek; ‘Türkiye’de ekonomi konuşulmuyor, yıllardır enflasyon, faiz ve vergiler çözülemedi. Yıllarca üç büyük problem çözülmeden gündem değiştiriliyor. Vatandaşın yaşam standardı düşüyor. Gıda, kira, eğitim gibi temel kalemlerde ciddi artışlar yaşanıyor. Ekonomiyle ilgili gerçekler, halktan gizleniyor’ diye belirtti.
Arıkan, iktidarın geçmişte yaptığı açıklamaları hatırlatarak; ‘Faizin belini kırdık, yakın zamanda enflasyonun da kontrol altına alınacağını duyurmuştunuz’ dedi. Bugün faizler hedeflenen seviyelerin çok üzerine çıkarken enflasyon hâlâ yüksek seviyelerde seyrediyor. Resmi verilere göre yıllık enflasyon yüzde 33, bazı kriz senaryolarında ise yüzde 38 olarak hesaplanıyor. Arıkan, son iki buçuk yıldır uygulanan politikaların işverenler, vatandaşlar ve memurlar üzerinde ciddi yükler oluşturduğunu ifade etti.
Arıkan, üretici maliyetlerinin yüksek olması nedeniyle özellikle tarım ürünlerinde fiyat artışlarının kaçınılmaz olduğunu vurguladı. Örneğin İzmir’de mandalina ve limon gibi ürünlerin toplanamadığını, üreticinin masraflarını karşılayamadığını söyledi. Hükümetin üreticiye girdi desteği sağlaması gerektiğini aktardı.
Vergi sistemi konusundaki adaletsizliğe de değinen Arıkan, dar gelirli vatandaşların yüksek vergi yükü altına girdiğini, büyük patronlar ve bankaların ise daha az vergi ödediğini belirtti. 2024 yılı için faiz ödemelerinin 1,25 trilyon, 2025’te 1,95 trilyon ve 2026’da 2,78 trilyon TL olarak öngörüldüğünü hatırlattı.


