Fransız gelin'den Develi'ye renkli dokunuş: Patchwork geleneği canlanıyor
Anadolu'nun unutulmaya yüz tutmuş bir el sanatı, Develi'de farklı bir kültürel buluşmayla yeniden gündeme taşındı. Ayrıntılar Kayseri Anadolu Haber'de...
Kayseri’nin Develi ilçesine bağlı Zile Mahallesi’nde tarihi bir konak, bugünlerde adeta bir kültür evine dönüşmüş durumda. Yıllar önce Anadolu kadınlarının evlerinde kumaş artıklarını değerlendirmek için geliştirdiği parçalı bohça sanatı, burada yeniden hayat buluyor.
Kumaş parçalarından sanata uzanan yolculuk
Halk arasında ‘‘yamalı bohça’‘, ‘‘kırkpare’‘ ya da ‘‘yüzpare’‘ olarak bilinen bu gelenek, yalnızca kumaş değerlendirme yöntemi değil, aynı zamanda birlik ve beraberliğin sembolüydü. Yatak örtülerinden seccadelere, bohçalardan kaftanlara kadar birçok alanda kullanılan bu el işi, zamanla unutulmaya yüz tutmuştu.
Bir Fransız’ın Anadolu sevgisi
Ancak yıllardır Türkiye’de yaşayan Fransız gelin Elisabeth Strub Madzar, bu geleneğe gönül veren isimlerden biri oldu. 1977 yılında Türkiye’ye yerleşen Madzar, tanıştığı bu kültüre bağlanarak hem araştırmaya hem de üretmeye başladı. ‘‘Patchwork’‘ adıyla dünyada bilinen bu sanatın köklerinin Anadolu’da olduğunu vurgulayan Madzar, eserlerini hem Türkiye’de hem de Avrupa’da sergileyerek dikkatleri çekti.
Develi’de kurulan dostluk grubu
Madzar, Develi’de Sabire Özkan, Melek Genç, Ayşe Karabaş ve Aslı İçerliler ile birlikte ‘‘Hayat Ağacı’‘ adını verdikleri bir grup kurarak çalışmalara başladı. Özkan’ın tarihi konağında sergilenen parçalı bohça örnekleri, ziyaretçilerin ilgisini çekerken, grup üyeleri her yıl farklı temalarda ürettikleri motiflerle bu geleneği yaşatmaya devam ediyor.
Sanatın ötesinde bir kültürel köprü
Elisabeth Madzar ve arkadaşlarının amacı yalnızca kumaş parçalarını bir araya getirmek değil; Anadolu’nun kültürel zenginliğini, sembollerini ve tarihini yansıtan birer sanat eseri ortaya çıkarmak. Selçuklu yıldızlarından Osmanlı motiflerine kadar pek çok detay, hazırlanan eserlerde yeniden hayat buluyor.
‘‘Bu topraklarda yaşam enerjisi var’‘
Türkiye’de kendisini hiçbir zaman yabancı hissetmediğini belirten Madzar, tasavvufa olan ilgisi sayesinde yaşam felsefesini burada bulduğunu söylüyor. ‘‘Bu topraklarda insanı ayakta tutan bir yaşam enerjisi var’‘ diyen Madzar, eserleriyle hem kültürel bir mirası geleceğe taşıyor hem de Anadolu’nun dünyaya tanıtılmasına katkı sunuyor.

