Trend oldu: Kimse Kayseri'nin sessiz efsanesi olduğunu bilmiyor!
Basma desenler geri döndü, pazen yeniden vitrinlerde… Ama kimse o kumaşların asıl hikâyesinin Kayseri'de başladığını bilmiyor. Detaylar Kayseri Anadolu Haber'de...
Bazen bir kumaş, sadece bir kumaş değildir. Rengindeki sıcaklık, desenindeki hafıza ve dokunduğu her insanda bıraktığı iz vardır. İşte bugünlerde yeniden vitrinleri süsleyen pazen ve basma desenli elbiseler de tam olarak böyle... Nostaljiye kapılıp kimse fark etmiyor ama bu trendin kökleri, yıllar önce Kayseri’de kapısına kilit vurulan bir fabrikada atıldı.
Türkiye'yi kumaşla tanıştıran fabrika
Kayseri Sümer Bez Fabrikası… Cumhuriyetin sanayi hamlesiyle 1933’te temeli atılan, 1935’te Atatürk’ün katılımıyla açılan bu tesis, yalnızca üretim yapmadı; Anadolu’yu ilk kez modern tekstille tanıştırdı. Kayseri’ye fabrikayı değil, bir vizyonu kazandırdı. Binlerce insan burada çalıştı, Türkiye yıllarca Sümer’den çıkan kumaşları giydi.
Basma ve pazen sadece moda değildi
O yıllarda bir kadının çeyizinde pazen varsa zenginlik sayılırdı. Annelerin çocuklarına diktiği ilk elbise Sümer kumaşıydı. Basma desenler düğünlerde, bayramlarda, okul sıralarında giyildi. O kumaşlar sadece kıyafet değil, aynı zamanda kimlikti.
Sonrası karanlık: Özelleştirildi, unutturuldu
Ancak 1990’lardan itibaren değişen ekonomik politikalar, yerli üretimi hedef aldı. 2000’de Sümer Holding’e devredilen fabrika, iki yıl sonra üretimi durdurdu. 2004 yılında ise tamamen kapatıldı. Makineler sustu, bacalar tütmemeye başladı. Ve Kayseri, sessizce kendi geleceğini yitirdi.
Moda hatırladı!
Aradan yıllar geçti. Şimdi pazen, basma desenleri Paris’te defilelerde, İstanbul’da vitrinlerde. Büyük markalar o eski desenleri koleksiyonlarına taşırken, genç kuşak ‘’yeni trend'' diyerek onları yeniden keşfetti. Ama kimse bu kumaşların gerçek hikâyesini bilmiyor.
Sümer’in sessizliği, eğitimin sesine dönüştü
2004’te üretimi tamamen sona eren Sümer Bez Fabrikası’nın alanı, bugün Abdullah Gül Üniversitesi’ne (AGÜ) bağlı Sümer Kampüsü olarak hizmet veriyor. Türkiye’nin en büyük yeniden işlevlendirme projelerinden biri olarak dikkat çeken kampüs; tarihi dokusu korunarak, modern eğitim alanlarına dönüştürüldü. Bir zamanlar kumaş tezgâhlarının kurulduğu bölümler, şimdi öğrenci atölyelerine, sınıflara ve sosyal yaşam alanlarına ev sahipliği yapıyor. Sümer artık üretim yapmasa da, bilgiyi ve geleceği dokumaya devam ediyor.