Kayseri'de hem cami hem kale: 700 yıllık gizem
Kayseri'nin Bünyan ilçesinde yer alan Ulu Camii, sadece bir ibadethane değil. Savunma yapısı gibi inşa edilen bu tarihi caminin ardında, dönemin siyasi dengeleri ve bugün hâlâ tam bilinmeyen bir mimar var. Detaylar Kayseri Anadolu Haber'de..
Kayseri'nin Bünyan ilçesinde 1333 yılında inşa edilen Ulu Camii, hem mimarisi hem de taşıdığı izlerle dikkat çekiyor.
Bünyan Ulu Cami’nin hikâyesini Şehir Kültür Dergisi'nden Hasan Yüksel yazdı. Kalın taş duvarları, mazgalları ve yüksek konumu, bu yapının sadece ibadet değil aynı zamanda savunma amaçlı yapıldığını gösteriyor. Bünyan halkı, caminin mazgalları ve kale benzeri duruşuyla yüzyıllardır ayakta duran bu yapıya “Cami-i Kebir” yani “Büyük Cami” diyor.
Camiye dair en dikkat çekici detaylardan biri ise, kapısında yazılı olan isim: “Bula Oğlu Kaluyan.” Ancak Kaluyan’ın kim olduğu hâlâ tam olarak bilinmiyor. Bazı kaynaklarda, Sivas Gökmedrese ve Konya Ilgın Kaplıcası'nın mimarı olan Kaluyan el-Konevî ile karıştırılıyor. Bu karışıklık, caminin tarihini bile bulanıklaştırmış; bazı araştırmalarda yapım yılı olarak 1256 gösteriliyor.
Ancak tarihçi Mehmet Çayırdağ’a göre cami, İlhanlı valisi Emir Zahireddin Mahmud tarafından 1333 yılında yaptırıldı. Emir Mahmud’un babası Esen Kutluğ’un mezarı da bugün hâlâ Bünyan’dadır. Zahireddin Mahmud’un görev verdiği mimar Kaluyan ise, Ermeni kökenli bir taş ustasıydı.
Cami mi kale mi?
Son restorasyonlardan önce giriş kapısında mazgallar bulunduğu, duvarlarının bir arabayı taşıyacak kadar geniş olduğu belirtiliyor. Bu detaylar, Ulu Camii’nin gerektiğinde savunma yapısı olarak da kullanıldığını ortaya koyuyor. Caminin, Bünyan'ı yüksekten gören bir kayalığa inşa edilmesi de bu savunma amaçlı yapının bilinçli bir tercihle konumlandırıldığını gösteriyor.
Bu cami, yalnızca bir ibadet yeri değil; Bünyan’ın tarihine, kültürüne ve direncine tanıklık eden taş bir arşiv gibi. Ve hâlâ, mimarı Kaluyan’ın kimliğiyle ilgili sorular cevap bekliyor.