Senelerden beri devam eden, sözde vakıflar ve tarikatların kurduğu dergahlar, Müslüman milletleri ve insanları nereye getirdiler. Allah için soralım. Birleştirdiler mi? böldüler mi? Bunu anlamak içinde bu dergahların şeyhlerinin yaşantılarına ve söylemlerine, yine dergahların ve vakıfların lüks içinde mi? yoksa normal bir yaşantıları mı var. Cevabını yaşantılarına bakılarak anlarız. Asırlardır dilleriyle söylemleriyle Allah’ı yüceltiyorlar, fakat yaşantılarında fiili olarak hep Allaha şirk ve ortak koşuyorlar.
34/Sebe 32 “Büyüklük taslayanlar uyulanlar, zayıflık taslayanlara uyanlara, kıyamet gününde size hidayet Kuran geldikten sonra sizi Kurandan biz mi çevirdik. Bilakis siz suç işliyordunuz derler.”
34/Sebe 33 “Zayıf sayılanlar uyanlar da, büyüklük taslayanlara uyulanlara, hayır gece gündüz işiniz bize tuzak kurmaktı. Çünkü siz daima Allaha ortak koşmamızı dolaylı şekilde emrettiniz. Azabı gördüklerinde için, için yanarlar. Biz de onların boyunlarına demir halkalar takarız. Onlar günahlarından dolayı cezalandırılırlar.” İnsanları kandırıp, tuzaklarına düşürdükleri saf kişileri cehenneme götürmekle kalmıyorlar, kendileri de ayette cehennemlik oluyorlarmış. Şirk, Allah yok demek değildir. İman ve amel konusunda, Allahın yetkilerini Allah’la beraber yaratılmış kulları da sahip olurlar diye, Allahın yetkilerini kullanıyorlar. Allah sıfat ve yetkilerini başta Resulleri olmak üzere, veli, evliya, şeyh, kutup ve yatırlar gibileri Allah’la aralarına aracı, şefaatçi, kurtarıcı olarak kabul ettirip onları güdüp sömürüyorlar. Uyulanlara bir bakılsın, çalışma yok, ama lüks yaşantılarına bakılsın. Oturdukları evlerden, kullandıkları malzemelere, bindikleri arabalara bakılsın ne demek istediklerimiz iyi anlaşılacaklardır.
7/Araf 3 “Rabbinizden size indirile Kurana uyun. Allah’ı, Kuranı (ve İslam’ı bize teslim eden Resulümüzü) bırakıp da başkalarını veli edinip peşlerinden gitmeyin. Ne kadar da az öğüt alıyorsunuz.” Bu veliye misal,
13/Rad 16 “Resulüm de ki: Göklerin ve yerin Rabbi, din koyucu ve hakimi kimdir? De ki: Allah’tır. O zaman de ki: Allahın yanında kendilerine ne fayda, ne de zarar verme gücüne sahip olmayan evliya mı edindiniz…” buda evliyaya misal. Yine evliyaya misal,
42/Şura 6 “Allahın yanında evliya edinenleri Allah daima gözetlemekte ve Resulüm sen onlara vekil değilsin.” Aynı surenin 9, 46 ayetleri de açıklıyor. birde aracıları deşifre edip açıklıyor.
39/Zümer 3 “Dikkat edin halis (bozulmamış, içine insan sözü katılmamış) arı, duru, sade din yalnız Allahın’dır. Allahın yanında evliya edinenler, evliyalarımız bizi Allaha yaklaştırsınlar diye kulluk ediyoruz. Allah ayrılığa düştükleri yanlışlık- tan aralarında hüküm verecektir. Allah yalancı ve inkarcıları doğru yola/dine ulaştırmaz.” Şefaatçi edinenleri deşifre edip açıklıyor.
10/Yunus 18 “Onlar Allahın yanında kendilerine ne fayda, ne de zarar verebilecek kişilere tapıyorlar. Ve bunlar Allahın yanında bizim şefaatçileri mizdir diyorlar.. De ki: Siz Allaha göklerdeki ve yerdeki bilemeyeceği bir şeyi şefaatçi mi haber veriyorsunuz? Haşa Allah onların ortak koştukları şeylerden uzak ve yücedir.”
39/Zümer 43 “Yoksa onlar Allahtan başkalarını şefaatçiler mi edindiler? De ki: onlar hiçbir şeye güç yetiremez ve akıl erdiremezlerse demi?
39/Zümer 44 “De ki: Bütün şefaat parça değil tüm den yalnız Allahın’dır. Göklerin ve yerin hükümranlığı yalnız Allahın’dır. Sonra Allaha döndürüleceksiniz.” Şefaati parçalara ayırıp, Resullere ve başkalarına da vermedim.