Hz. Peygambere vahiy gelmediğinde, peygamberimiz hiç bir şey söylememiş ve vahyi beklemiştir. Eğer, iddia edildiği gibi, peygamberimizin hadisleri din olsaydı, veya peygamberimiz din koysaydı, işte bu zaman sıkışmıştı ve dalga geçiyorlardı, işte o zaman bir şeyler söylerdi. Tabi bu, peygamberimizi KUR’AN ’dan tanımayanların iddiasıdır. Peygamberimizden için boşuna mı peygamber, öyleyse niye geldi gibi, görüşler ileri atıyorlar ama bunun cevabını biz değil Allah veriyor. Önceki yazımda ayeti yazmıştım ama tekrar yazacağım 7/Araf 203, “Onlara bir mucize getirmediğin zaman, öncekiler gibi onu da derleyip toparlasaydın ya derler. De ki: Ben, ancak Rabbimden, bana vahyolunana uyarım. Bu KUR’AN , Rabbimizden gelen basiretlerdir (kalp gözlerini açan yani bilgilendiren beyanlardır/ayetlerdir). İnanan bir kavim için hidayet ve rahmettir.” Müşriklerin derleyip toparlasaydın ya dedikleri gibi, birileri de Peygamberimizin KUR’AN dışında hadisleri din dersek, peygamberimiz din koyar dersek o zaman iftira etmiş oluruz ve derlemiş toplamış anlamına gelir haşa. Çünkü peygamberimiz kendiliğinden bir şey söyleyemiyor. 53/Necm 3, “Peygamber arzusuna göre de konuşmaz.” Ayetin burasını çok söylerler de arkadan gelen cevap veren ayeti okuyan çok az olur. Cevap ayeti şudur, 53/Necm 4, “O bildirdikleri vahiy edilenden başkası değildir.” Çığırtkanlar, yine ayete, çarptılar ve yalanları ortaya, Allah tarafından ayetle açıklanmıştır. Peygamberimizin Resullük/elçilik vazifesinin temeli KUR’AN ’ı Allah’tan aldığı gibi tebliğ etmesidir. Eğer peygamberimiz bu tebliğ görevini yapmasaydı veya ekleme ve çıkartma yapsa idi ayetlere, o zaman da elçilik görevini peygamberimiz yapmamış olacaktı ve Allah bunu şöyle açıklıyor. 5/Maide 67, “Ey Resul, Rabbinden sana indirileni tebliğ et. Eğer bunu yapmazsan, Allah’ın Resullüğünü/elçiliğini yapmamış olursun…” Yine 10/Yunus 15 gibi. 69/Hakka 43, “KUR’AN , alemlerin Rabbi tarafından indirilmiştir.” 69/Hakka 44, “Eğer peygamber bize atfen bazı sözler uydurmuş olsaydı.” 69/Hakka 45, “Elbette onu kıskıvrak yakalardık.” 69/Hakka 46, “Sonra onun can damarını koparırdık ve onu yaşatmazdık.” 69/Hakka 47, “Hiçbiriniz buna mani de olamazdınız.” Bu ayetlere göre peygamberimizin uyduğu KUR’AN ’dır değişmesini isteyenler de müşriklerdir. Eğer KUR’AN dışında dini başka kaynaklar olsa idi, mesela Kitap, Sünnet, İcma, Kıyas dedikleri gibi peygamberimiz ona uyardı. Böyle diyenler, yine ayetlere çarparak yanıldılar, Din düşmanları, sünnet, icma, kıyasında değiş-
mesini isterlerdi. İstedikleri KUR’AN dı
Dini Allah koyar, dinin tatbikatını da peygamber yapar, alimler ve Müslümanlar da dinin kültürünü dine uygun olarak oluştururlar. İnsanları karanlıklardan aydınlığa sadece Allah çıkartır, bu görevi sadece Allah yerine getirir. 5/Maide 16, “Allah, rızasını arayanı o kitapla/KUR’AN la kurtuluş yollarına götürür ve onları kendi iradesiyle karanlıklardan aydınlığa çıkartıp, dost doğru bir yola iletir.” 5/Maide 66, “Eğer onlar Tevrat’ı, İncil’i, ve Rablerinden onlara indirileni/KUR’AN ’ı doğru dürüst uygulasalardı, şüphesiz hem üstlerinden, hem de ayaklarının altından/yerden yerlerdi. (yeraltı ve yerüstü servetlerinden istifade ederek refah ve mutluluk içinde yaşarlardı). Onlardan aşırılığa kaçmayan, mutedil/iktisatlı bir zümre/gurup vardır, fakat çoğunun yaptıkları ne kötüdür.” Allah’ın hükümranlığına uyulmuş olsa idi yeryüzünde hiçbir kimse zerrece zulme uğramayacak, herkes hakkını alacak, zenginlik, bolluk ve refahı meşru yollarda arayacak, kimse, kimseyi kandırıp aldatmayacak, Allah’ın herkese indirdiği rızkı helal yoldan yiyecek, herkes hakkına razı olacak ki, işte o zaman gökten nimetler yağacak, bolluk ve bereket olacak, yerden de zenginlikler fışkıracak ki, herkese huzur olsun.