Genelde İslam ülkeleri, özelde de Türkiye de öğretilen İslam, yaşam biçimi, ahlaki değerler şu ve benzeri öğretilerdir. Gitme, yapma, görme, okuma, yazma, öğretme, anlama, sen anlayamazsın, Kur’an nere biz nereyiz O’nu nasıl anlarız, içtihat kapısı kapalı, kız çocuklarını okutma, yapılan ne yenilik varsa bunlar gâvur icadı, sakın ha kullanmayın, dinin hükümlerini Allah’ın Kur’an’ından değil de, mezheplerin görüşlerine bağladılar, yani Hanefi mezhebine göre şöyle, Şafi mezhebine göre şu şekil, şu mezhebe göre şöyle yapılır diyerek Allah’a ait tek olan dini çok çeşitli mezheplere ve tarikatlara verdiler ve dine ortak yaptıklarını dahi bilemez ve uyuşturulmuş bir hale getirdiler. Allah’ın okunup anlaşılsın diye indirdiği Kur’an’ı sadece Arapça okuyun anlamını siz anlayamazsınız anlayışıyla öğretiniz ve öğretiyoruz. Ne öncekiler, ne de şimdi bizler O kitabın ne dediğini anlamadan okuyoruz ve anlamıyoruz.
Öncekilere ve bize, insanın insan oluğunu ve değerini ortaya koyan seçme, karar verme, amel etme, hüküm verme, anlama ve düşünme, araştırıp ilim elde etme gibi şeylerin yerine, istihareye yatmayı, ses çıkartmamayı öğrettik. Namaz kılmak Allah’la konuşmaktır öğretiler ve öğrettik bu doğru, ama ne dediğimizi bilmeden harfler ve mahreçleri öğrettiler ve öğrettik. Yahu kardeşim ne dediğini anlamadan Allah’la ne konuşacaksın, nasıl emirlerini anlayıp doğru amel yapacaksın, nasıl doğru bir dua edip, aracılar, şefaatçiler koymadan, yüzü suyu hürmetine demeden, tek Allah’a dua edeceksin işte o zaman doğruyu bulursun anlayışını öğretmediler ve öğretemedik, bu vebalin altından nasıl kalkacağız. Duamız Allah bizleri inşallah affeder, bağışlar.
54 / Kamer 17, 22, 32, 40 sadece bu surede 4 tane ayet, “Ant olsun ki, Biz Kur’an’ı öğüt alınsın diye kolaylaştırdık, o halde düşünüp öğüt ve ibret alan yok mu ?” 26 / Şuara 213. “O halde sakın Allah ile beraber başkalarına (Allah, bunlar için tanı diyor, şefaatçiler, aracılar, yatırlar, bunların yüzü suyu hürmetine denilenler) kulluk edip yalvarma, sonra azap edilenlerden olursun.” 16 / Nahl 52. “Göklerde ve yerde ne varsa yalnız Allah’ındır din de yalnız Allah’ındır. O halde Allah’tan başkalarından mı korkuyorsunuz? 7/Araf 3. “Rabbinizden size indirilen Kur’an’a uyun, Allah’ın yanında başka evliya (dost)ların peşinden gitmeyin, ne kadar da az öğüt alıyorsunuz!” 39/Zümer 43. “Yoksa onlar Allah’ın yanında başka şefaatçiler mi edindiler?