İslam anlayışında farzı ayın, farzı kifaye diye bir görüş vardır. Yani, farzı ayın her Müslüman’ın yapması gereken üzerine farz olan iştir. Başkalarının yapmasıyla diğer insanların yapmayacağı işlerdir. Misal, namaz kılmak, oruç tutmak, hac yapmak gibi, her insan bunları yapmakla zorunludur. Başkaları yaparsa, diğer insanlar kurtulamazlar, her kişi kendisi yapmakla sorumludur. Bir de başkalarının yapmasıyla diğer insanların sorumluluktan kurtulacağı işler vardır. Misal cenaze namazı, bazı insanların yapmasıyla diğer insanların sorumluluktan kurtulacağı iştir.
Kur’anı başkalarının okumasıyla diğer insanlar bu farzdan kurtulamazlar, illaki her kişi kendisi yapmak okumak zorundadır. Farzı ayın, her insanın kitabını/Kur’anı şahsen kendisi okuması farzdır, ameldir. Hatim yapanlar, eğer sadece kendileri okuyorlarsa farzı ayındır, yok eğer hatimlerini okumak için başka insanlara bölüştürüp, şu cüzü sen, iki cüzü sen, beş cüzü sen oku diyerek dağıtılırsa, farzı ayın yerine farzı kifaye yapılmış oluyor buda doğru değildir. Birkaç kişinin yapmasıyla, okumasıyla hatim yaptım diyen insan aldanmıştır, farzı ayın yerine, farzı kifaye yapmış bu da olmamıştır.
Aslında anlaşılmadan okunan hatim, hatim değil, sadece kelimeleri seslendirmektir. Sevap, okunup anlaşılır ve hayatta yaşanırsa sevap, amel olur, eğer anlamadan okunursa bu sadece kelimeler tekrar edilmiş olur, bu papağanın yaptığına, seslendirdiğine benzer. Birileri kızacak, bağırıp çağıracak ama bu benim görüşüm değildir, cevabını Allah Kur’anda veriyor, beraber bakâlim neymiş. 35/Fatır 29 ‘Allah’ın kitabını okuyanlar, namazı kılanlar ve kendilerine verdiğimiz rızıktan Allah için gizli ve açık sarf edenler, asla zarara uğramayacak bir kazanç umabilirler.’
24/Nur 1 ‘Bu Bizim indirdiğimiz ve hükümlerini üzerinize farz kıldığımız bir suredir. Belki düşünüp öğüt alırsınız diye Kur’anda açık, açık ayetler indirdik.’ 73/Müzzemmil 4 ‘Kur’anı tane, tane oku.’ 17/İsra 106 ‘Biz onu, Kur’an olarak, insanlara dura, dura okuyasın diye ayet, ayet, sure, sure ayırdık ve onu peyderpey indirdik.’ 47/Muhammed 24 ‘Onlar Kur’anı düşünmüyorlar mı yoksa kalpler kilitli mi?’ 54/Kamer 17,22,32,40 ‘Ant olsun Biz Kur’anı öğüt alınsın diye kolaylaştırdık, o halde anlayıp/düşünüp, ibret ve öğüt alan yok mu? Allah’ın emrine uyulacağı yerde, kitaplarını okumayıp, başkalarına havale edenler, birde farzı ayını, farzı kifaye ile yer değiştirmiş bunu da Kur’an okuyorum zannetmişler, bundan da sevap alacağım hayaline kapılıp avunmuşlardır. Eğer Allaha ve Kur’ana uyarsak kurtuluş ve doğru budur. Resulümüz de bunu yapmıştır, delil mi, bize tebliğ ettiği Kur’an elimizde.