Değerli okuyucular bu başlığı şu ayetlerden esinlenerek aldım. 4 / Nisa 87 = 7 / Araf suresi 185 = 12 / Yusuf 111 = 18 /Kehf 6 = 31 / Lokman 6 = 45 / Casiye 6 = 52 / Tur suresi 34. Allah ezeli ilmiyle bizim ne yapacağımızı, böylesi problemlerle karşılaşacağımızı bildiği için, bizi uyarmak ve yolumuzu doğruya iletmek için bu ve diğer ayetlerle ikaz ediyor. 4 / Nisa 87. “ Kimin hadisi ( sözü ) Allah’tan daha doğru olabilir.” Ayetin orijinalinde minallahi hadisen deniyor. Bizi yaratan ve bize din gönderen Allah ayetlerde böyle soruyor. 12 / Yusuf 111. “ Bu Kuran uydurulacak bir hadis söz değildir. Aksine o önceki kitapları tasdik edici, her şeyi detaylandırıp açıklayıcıdır. İnanan bir toplum için yol gösterici ve rahmettir.”
Allah bu ayetlerle Kuran’ın uydurulan bir hadis olmadığını ve Kuran’ın detaylandırıcı, açıklayıcı olduğunu, kendisinin açıklamasını yine kendisindeki ayetlerle açıklayacağını beyan etmesine rağmen insanlık hala Kuran yetersiz, biz kendimizden ekleme yaparak, hadis söz uydurarak dine ilave yapalım, insanların sözü hadisi de dinin kaynağıdır diyorlar.
45 / Casiye 6.” İşte bunlar, Allah’ın ayetleridir ki, onları sana gerçek olarak okuyoruz. Hal böyleyken Allah’tan ve ayetlerinden sonra hangi hadise söze inanıyorlar.” Hz. Peygamberimizin uğruna mücadele verdiği tek hadis söz Kuran’dır. Allah’ta Kuran’da hadis kelimesiyle açıklayıp uymamızı istediği tek hadisin de Kuran olduğunu açıklıyor. Allah Kuran dışında uymamız gereken hiçbir hadise işaret etmiyor. Peki doğru hadisleri ne yapacağız? Cevabı çok basit, Kuran’la çelişen hiçbir hadis söz Peygambere ait olamaz. Çünkü olur denirse Kuranla Peygamberi karşı karşıya getirmiş oluruz. Peygamber dine ilave yapmaz, yapamaz. Yapar dendiğinde Peygamber de din koyucu olur ki o zaman iki din koyucu olur ve bu anlayış Allah’a din koymada ortak koşma anlamına gelir.
Kuran’la çelişmeyen hadislere doğru olabilir diye kabul eder ve hadislerin hadislerle çelişmemesi de gerekir diyoruz. Allah başka hadislerde var diyenlere meydan okuyarak şöyle buyuruyor. 52 / Tur suresi 34. “ Eğer doğru sözlüler iseler Kuran’ın benzeri bir hadis getirsinler.” Müşrikler de yeltenmişler ama Kuran’ın dengi olmamış Peygamberimizi öne sürerek yapanlar da olmuş fakat hep problem olmuştur, bundan sonra da olmaya devam edecektir.
31/ Lokman 6.” İnsanlardan öyleleri de vardır ki, Allah yolundan bilgisizce saptırmak ve o yolu oyalanma aracı yapmak için hadis eğlencesi satın alırlar. İşte böylelerine rezil edici bir azap vardır.” Allah daha nasıl açıklayacak, bunun anlaşılmayan neresi var.? 7/ Araf 185.” O halde Kuran’dan sonra hangi hadise söze inanacaklar.” M. Akif’in dediği gibi. Nebiye atıf ile binlerce herze uydurdun. Yıktın da dini mübini yeni bir din kurdun.
Dini konularda Kuran yeterliyken, Hz. Peygamber ve dört emir el müminin hadis naklini yasaklamışken ve olanları da yaktırmışken, buna karşı bizlerin hadis kurtarmaya kalkmamız ne ile izah edilir acaba.? Hemen hadisleri inkar ediyor sonucuna varılmasın biz hadisleri inkar etmiyoruz, hadislere Allah’ın, peygamberimizin, emir el mümininin baktığı gibi bakalım ve yerinde değerlendirelim, dinin eksik kalan yerlerini tamamladı mantığını bırakalım ve dinimizi tek olarak Allah’a teslim edelim diyoruz. Eğer, Hz. Peygamber, dinin bir kelimesini veya dinin kaynağından olduğu iddia edilen hadislerin kaydını yaptırmamışsa, dinin tam ve eksiksiz bir şekilde öğrenilmesini yani tebliğ görevini engellemiş olmaz mı?