KUR’AN ’a bakıldığı zaman sorgunun, melekler tarafından cehennemin kapısında olacağı belirtiliyor, kabirde sorgu yokmuş. 6/ Enam 130. “Ey cin ve insan topluluğu içinizden size ayetlerimi anlatan ve bu günle karşılaşacağınıza dair sizi uyaran peygamberler gelmedi mi? Derler ki: Kendi aleyhimize şahitlik ederiz Dünya hayatı onları aldattı ve kafir olduklarına dair kendi aleyhlerine şahitlik ettiler.” Yine diğer surede, 39/ Zümer 71.”İnkar edenler guruplar halinde cehenneme sürülürler. Nihayet, oraya vardıklarında cehennemin kapıları açılacak. Cehennemin bekçileri onlara, size, içinizden Rabbimizin ayetlerini okuyan ve bu güne kavuşacağınız hakkında uyarıda bulunan peygamberler gelmedi mi? Diye sorarlar.Evet geldi derler ama, azap sözü inanmayanların üzerine hak olmuştur.” Bu ve benzeri ayetler sorgulamanın ahrette olacağını açıklarken, Kabirde olacağını söyleyenler kulaktan duyma ve dolma sözlere uymakla, bu hurafe sözleri Allah’ın ve Dininin önüne ilk sıraya getirmektedirler.
O zaman, şunlar ne olacaklar? Bedenleri bulunamayıp mezara konamamış olanlar, denizde kaybolup mezara konamayanlar, yanan ve de özellikle inançları gereği, yakılıp külü denize atılarak mezara konmayan, yine Firavunun cesedi hala mezarda değil, Allah ibret için cesedini çürütmeyerek insanlığın ders almasını istiyor. Allah firavunun cesedini çürütmeyerek kabre koydurmamış, şu anda ibret için müzede, kabirde sorgu yaptıranlar bunu bile düşünememişlerdir. Allah’ın Kitabına uymayanlar bir yerde açık vererek foyaları açığa çıkacaktır.
Kabir de, sorgu olacak, denen şu hadise bakalım. “Kul, kabrine konulup arkadaşları ayrılırken, ayak seslerini işitir. İki melek gelip onu oturur hale getirirler. Hz. Muhammed hakkında ne derdin? Kul, onun Allah’ın kulu ve peygamberi olduğuna şahitlik ederim deyince, ona cehennemdeki yerine bak, Allah onu cennetteki bir yerle değiştirdi denilir. Kul, kafir veya münafıksa, soruya onu tanımıyorum, kabul etmiyorum, onunla ilgili olarak olumsuz söylenenleri ben de söylüyorum cevabını verir. Bunun ardından demir çubukla onun kulaklarının arasına öyle vurulur ki, ona yakın olan herkes, sopanın çıkarttığı sesi duyar.” Hadis (Buhari, Cenaiz 68, 87.) Senin yerin aslında cehennem idi, ama doğru cevap verince yerin cennete çevrildi deniyor. Cennet ve cehennem dünyada kazanılır, kabirde verilecek bir sözle yeri nasıl değiştirilir. Diğer bir hadis ise şöyledir.
Hadisi rivayet eden doğruysa, İbn Abbastır. Hadis “Hz. Peygamber bir gün, içindekilere azap edilen iki kabrin yanından geçiyordu ve onlara azap ediliyordu. Üstelik bu azap büyük günahlardan dolayı değildi. Bunlardan birisi idrar sıçramasından sakınmaz, diğeri de söz taşırdı. Hz. Peygamber onların neden dolayı azap edildiğini söyledikten sonra, bir taze hurma dalı alıp ikiye ayırdı ve her birini iki mezarın üzerine koydu. Bunu niye yaptığını sorduklarında, Hz. Peygamber, dallar kuruyuncaya kadar belki azapları hafifletilir şeklinde cevap verdi.” (Buhari, Cenaiz 81: Müslim, Taharet 111.)
7/ Araf 188. “De ki: Ben, Allah’ın dilediğinden başka kendime herhangi bir fayda veya zarar verecek güce sahip değilim. Eğer ben gaybı bilseydim elbette daha çok hayır yapmak isterdim ve bana hiç bir fenalık dokunmazdı. Ben sadece inanan bir kavim için bir uyarıcı ve müjdeleyiciyim.” Bu ayete göre, Hz. Peygamber gaybı bilmez, peki mezardaki kişilere azap edilip edilmediği gayıp değil mi? Peygamber nereden bilecek. Kabirdeki yatanların mümin mi, kafir mi olduğu da belli değildir, bu da gaybdır. Eğer kafirlere aitse hurma dallarıyla günahlar hafifletilmez, yok eğer Müslüman’sa 53/ Necm 32. “Ufak tefek kusurları dışında, büyük günahlardan ve edepsizlikler den kaçınanlara gelince, bil ki Rabbin, affı bol olandır…” Allah’ın ayetleri yerine hurafelere, Allah’a güvenip sığınılacağı yerde, hurma dalına sığınılmayacağını bize öğreten Peygamber bunları niçin yapsın, yapar mı, Peygamberlik sıfatı buna müsaade eder mi? Bu ve benzeri soruları sormadan önüne ne gelse kabul eden bir Müslüman olmaması gerekir.