Siz onların yaptıklarınızdan sorguya çekilmeyeceksiniz.” Yani kimse kimsenin yapacağı ameli ve ibadeti ile ne cennete gidebilir, ne de günahları af olur. Herkes yaptığı ameli ve ibadeti karşılığında Allah tarafından af olunur ve cennete gider. Bir insan başka birisi için iman edemeyeceği gibi, başka birisi için ibadette yapamaz. Herkes bu dünyada KUR’AN ını kendi okuyacaktır. Keşke bu yanlışlık işin başında düzeltilip, doğrusu yapılsaydı da, herkes ibadetini kendisi yapsaydı çok iyi olurdu. Şöyle bir yanlış anlama var, nasıl olsa ben öldükten sonra çocuklarım para verip benim arkamdan KUR’AN okuturlar diyerek, çocukları da biz anne ve babamıza parayla KUR’AN okuturuz diye bir yanlış uygulama olmaktadır.
Aslında atalarımız bu konuyu çok iyi anlamışlar ve ayeti şöyle atasözü haline getirmişlerdir. _Ne verin elin ile, o gider senin ile _ diyerek atasözü olarak ün kazanmıştır. Ama ne yazıktır ki söylemlerle uygulamalar birbirini tutmamaktadır, tam zıddı yapılmaktadır. Allah bize ana ve babamıza ve diğer Müslümanlara KUR’AN dan dua ayetlerini okuyarak onların affedilmelerini Allah’tan istememizi emretmektedir. Misal. 14/ İbrahim 40, 41. 40.“Ey Rabbim beni ve soyumdan gelecekleri namazı devamlı kılanlardan eyle, ey Rabbimiz duamı kabul et.” 41.” Ey rabbimiz Amellerin hesap olunacağı gün beni, ana babamı ve müminleri bağışla.” 2/ Bakara 201. “Onlardan bir kısmı da , Ey Rabbimiz bize dünyada da iyilik ver, ahrette de iyilik ver. Bizi cehennem azabından koru derler.” Böyle dua etmemizi bizden ister ve Allah’tan af edilmemizi istememizi açıklar.
Burada şu soru sorulabilir. İyide şimdiye kadar ölmüşlerimize niçin KUR’AN okundu ve hala okunuyor, bunlar niçin okuyor, okuyanlar bilmiyor mu? Peki, bizde şu soruyu soruyoruz, dini kim gönderir, dinin kurallarını kim koyar, neyin ibadet olduğunu kim belirler, ibadetler nasıl yapılır? Bunların cevabını Allah veriyor. 17/ İsra 24. “…Rabbim küçüklüğümde onlar beni nasıl yetiştirmişlerse, şimdi de sen onlara öyle rahmet et diye dua et.” 46/ Ahkaf 15. “…Ey Rabbim bana ve ana, babama verdiğin nimetlere şükretmemi bana nasip eyle. Benim için de, zürriyetim için de iyiliği devam ettir. Ben sana döndüm ve elbette ki, ben Müslümanlardanım.” Ayetlerden anlıyoruz ki, bir evlat, yaptığı amelin sevabını vermek için değil, ana, babasına rahmet dileyerek, ana, babası yakınları ve bütün Müslümanlar ve hayatta olan çocukları ve kendisi için af edilmeleri için Allah’a dua eder. 63/ Münafıkun 10. “Her hangi birinize ölüm gelip de, Rabbim, beni yakın bir süreye kadar geciktirsen de sadaka verip iyilerden olsam demesinden önce, size verdiğimiz rızıktan harcayın.” Ayet “ölmeden önce” infakın, yardımın yapılmasını emretmektedir. Ayet, eğer başkaları veya çocukları, ölümünden sonra yapılacak yardımın sevabını ölmüş olan anne ve baba gibi yakınlara gönderilebilseydi, Allah böyle bir ayeti gönderir miydi?
Demek ki herkes, ölmeden önce yapacağı tüm amellerini yapsın ve öldükten sonra çocuklarının kendileri için, hiç bir sevap yapamayacağını ve 50/ Kaf 17. “İki melek insanın sağında ve solunda oturarak yaptıklarını yazmaktadır.” Buyuran Allah’ın bu emrini melekler nasıl değiştirecektir ve başkasının yaptığı sevabı veya günahı ölmüş kişinin defterine nasıl yazacaktır. 74/ Müddessir 38. “Her nefis, kazandığına karşılık bir rehindir.” 99/ Zilzal 7. “Kim zerre miktarı hayır yapmışsa onu görür.” Veya 99/ Zilzal 8. “Kim de zerre miktarı şer işlemişse onu görür.” Şimdi bu ve benzeri ayetler görmezlikten gelinmiş, ama hakkında ayet olmayan, ancak kulaktan duyma sözlerle yapılan işler, amel, ibadet sayılmış ve okunan KUR’AN ın sevabı ölülere verilmesi, ölüler için hac, kurban gibi ibadetlerin yapılması sadece insanları bu dünyada rahatlatmıştır, fakat ahrette ölülere hiç bir yararı olmayacaktır. Müslümanlar, ölmüşleri için Allahtan rahmet ve af dileyebilirler ve dua ederler. Al şu parayı benim için namaz kıl diyemeyeceğimiz gibi, al şu parayı benim için veya ölmüşlerimiz için KUR’AN oku diyemeyiz. Allah’ın KUR’AN ’ından anladığımız, ameli, sevabı kim yapmışsa getirisi o kişiyedir, aksini yapmak ya avunmak, ya da inattandır.