Allah önceki, yaşamış kavim ve milletlerden, yanlışlığa düştükleri konularla bize yol göstererek uyarıyor ve Kur’ana uymamızı istiyor. Yahudiler ve Hıristiyanların kitaplarındakilerle yetinmediklerini, teferruata boğularak, Tevrat ve İncil dışında, çeşitli dini kutsal kaynaklar ürettiklerini bunun sonucunda sapıttıklarını Kur’an’la bize haber verip uyarıyor. Mesela: 5/Maide 43. “İçlerinde Allah’ın hükmü bulunan Tevrat yanlarında olduğu halde nasıl seni hakem yapıyorlar ve sonra yüz çevirip gidiyorlar? Onlar, inanmış, kimseler değillerdir.”
5/Maide 44. “Biz içinde doğruya rehberlik ve nur olduğu halde, Tevrat’ı indirdik. Kendilerini Allah’a vermiş Peygamberler Onunla Yahudilere hükmederlerdi. Allah’ın Kitabını korumaları kendilerinden istendiği için Rablerine teslim olmuş zahidler ve bilginler de Tevrat’la hükmederlerdi. Hepsi ona şahittiler. Şu halde ey Yahudiler ve bilginler, insanlardan korkmayın Benden korkun. Ayetlerimi az bir bedel karşılığında satmayın. Kim Allah’ın indirdiği hükümler ile hükmetmezse işte onlar kâfirlerin ta kendileridir.” Yine, aynı surenin 45, 46. Ayetleri gibi. 5 / Maide 47. “İncil’e inananlar, Allah’ın onda indirdiği hükümler ile hükmetsinler. Kim Allah’ın indirdiği ile hükmetmezse işte onlar fasıklardır.” Bize hitaben de, 5/ Maide 48. “Sana da O Kur’an’ı korumak, önceki kitabı doğrulamak, geçmiş vahiylerden geriye kalan hakikatleri doğrulayıcı ve onların doğrusunu yanlışından ayırmak için gönderdik. Artık aralarında Allah’ın, indirdiği ile hükmet. Sana gelen gerçeği bırakıp ta onların arzularına uyma…”
Ayetlere göre, Allah’a inanan, Peygamberlere ümmet olan dünyadaki insanlar, farklı görüşlerde olabilirler, ancak, birbirlerini öldürüp, kavga edeceklerine, insanlığın hayrı için, güzel yollar bulup, ahretlerini kurtarmanın çabasında olsalar çok daha iyi olur. Yahudiler, Hz. Musa’nın vefatından sonra, Mişna (söz, hadis), Gamara (pratik sünnet) denilen çeşitli dini anlayışlar üretmişler. Hıristiyanların, Hz. İsa’yı ve din adamlarını rabler edindiklerini de Kur’andan öğreniyoruz. 9/ Tövbe 30. “Yahudiler, Üzeyir Allah’ın oğludur dediler. Hıristiyanlar da, Mesih İsa Allah’ın oğludur dediler. Bu onların ağızlarıyla geveledikleri sözlerdir. Sözlerini daha önceki kâfir olmuş kimselerin sözlerine benzetiyorlar. Allah onları kahretsin, nasıl da haktan döndürülüyorlar.” 9/ Tövbe 31. “Yahudiler, Allah’ın yanında, bilginlerini, hahamlarını, Hıristiyanlar da rahiplerini ve Meryem oğlu Mesih İsa’yı rabler edindiler. Halbuki onlara ancak tek ilaha kulluk etmeleri emir olundu. Allah’tan başka tanrı yoktur, Allah onların ortak koştukları şeylerden uzaktır.” Ayetlerden şunu çok rahat anlıyoruz, geçmiş milletlerin yaşadıkları, yanlışlıkların bir çoğunun şu anda Müslümanlarca da ne yazıktır ki yaşandığını görüyor ve duyuyoruz. Şunları da maalesef duyuyor ve tartışıyoruz, onlar, Museviler ve Hıristiyanlara olmuş, bize olmaz, biz Müslüman’ız diyorlar. Adem a.s. den bu tarafa gelen bütün insanlar, Allah’a şirksiz inanıp, peygamberlerinin tebliğ ettiği vahye inanan herkes Müslüman’dır.
Geçmişte ki bütün milletlerin yaptığı hataları ve peygamberlerine yapılan itirazları Kur’an anlatıyor ve peygamberlerine ayak direyerek, bizim yaptığımız doğru, bizde Allah’a inanıyoruz, niçin kafamızı karıştırıyorsun, düzenimizi bozuyorsun, bunu sana namazın mı söylüyor gibi çok çeşitli itirazlar söylediklerini yine Allah bize, Kur’an da bir çok sure ve ayette açıklıyor. Hz. Ebu Bekir, “Sizler Allah elçisinde farklı hadisler naklediyorsunuz.