Kuranın bahsettiği değişmez sünnetullah kavramı, ıslah olmayan ve Allah ile güç yarışına giren toplumlar başta olmak üzere, ahlaken bozulup azgınlaşan, adaletin ortadan kaldırılıp zulmün hakim olduğu toplumlara uygulanan yasasıdır. B nedenle sünnetullah tabiri sadece toplumsal olaylarla ilgili olarak kullanılırken, tabiata konulan yasalar için de Adetullah ifadesi kullanılmaktadır. Allah bu yasalarında dilediği zaman değişiklikler yapacağını da açıklıyor. 17/İsra 77 “Senden önce gönderdiğimiz Resullere uygulanan yasa budur. Bizim sünnetimiz yasamızın uygulamasında bir değişiklik bulamazsın.” Çeşitli Resullerin toplumları tarafından daima dışlanmışlar, bazıları sürgüne gönderilmiş, bazıları öldürülmüş, bazıları ölümle tehdit edilmiş, zorlanmışlar ama Allah Resullerini desteklemiş taşrada da başarılı kılmıştır. Resullerini öldüren, kovan, sürgün eden toplumlar da uzun süre oralarda hakimiyetlerini devam ettirememişler. Buradaki kural şudur. Dünyada bu olaylar olacak, bu yasa, inansın, inanmasın, normal insan olsun, Resul olsun herkes için aynıdır. Bizim Resulümüzü Mekkeliler vatanından sürmüşler, fakat saltanatları uzun sürmemiş sekiz yılsonunda teslim olup, çoğu Müslüman olmuştur. Allah ve elçisiyle savaşa girenler, eninde sonunda kaybetmek zorunda kalacaklardır. 58/Mücadele 21 “Allah, elbette ben ve elçilerim galip geleceğiz, diye hükmetmiştir. Şüphesiz Allah güçlüdür ve galiptir.” Genelde helak edilen toplumların ortak özellikleri ahlaki çöküntüye uğramış olmalarıdır. Ne halleri ne de sözleri güven vermektedir. Ancak, Hz. İsa’nın bakire anneden meydana getirilmesi, yeni doğmuş bir bebekken konuşması, Hz. Musa’nın kavmine gösterilen kan, kımıl, çekirge, kuraklık gibi tabiatta konulan normal yasaların, Allah tarafından zaman, zaman değiştirildiğini göstermektedir. Sünntullah konusundaki yasalar ise asla değiştirilmeyeceği açıklanmaktadır. Bu konuyu aydınlatmak için, Bedir savaşı örneğini veriyor. 8/Enfal 17 “Onları siz öldürmedi- iz fakat gerçekte onları Allah öldürdü (bu imkan ve cesareti Allah verdi) Attığında da sen atmadın gerçekte Allah attı. Bütün bunları müminlerin güzel bir imtihan kazanması için yaptı. Şüphesiz ki, Allah her şeyi işiten, her şeyi bilendir.” Kureyş ordusu, Müslümanlarla savaşmak için ilerleyince, Resulümüz ellerini kaldırarak Allah’ım, Kureyş, senin Resulünü yalanlayan kibirli liderleriyle geldi. Allah’ım, bana verdiğin sözü yerine getirmeni diliyorum. Diye dua etmiş ve iki topluluk karşılaşınca yerden bir avuç toprak alıp düşmanın yüzlerine doğru serpti. Kureyş ordusunun gözleri görmez oldu ve sonunda bozguna uğradılar. Bu ayet, bu atışa işaret etmekte, onu atanın gerçekte Allah olduğu açıklanmaktadır. Resul onu atarken kendi adına değil Allah adına atmıştı. Açıklanan konuya dikkat edersek, tamamı toplumsal olaylarla ilgilidir. Toplumsal bozulma aynen gang iren olmuş bir uzuv gibidir. bu uzvu kesmeden kalan yeri kurtarmak mümkün değildir. 8/Enfal 21 “Kulak asmadıkları halde duyduk ve uyduk diyenler gibi olmayın.” Enfal 22 “Allah katında canlıların en kötüsü aklını kullanmayan hakikate karşı sağır ve dilsizlerdir.” İşte toplumları dünyada iken topluca helake götüren anlayış budur. Bu kararı veren Resuller değil Allah olduğu vurgulanıyor. Hangi toplum azarsa, Allah gerektiği şekilde onları cezalandıracak demektir. Bu tüm insanlığı kapsayıcı bir özelliktir ve kıyamete kadar devam edecek olan Allahın kanunudur.