Ayşegül Şerife Özcan

Kırık Bir Sessizlik: Gazze'de İnsanlığın Yankısı

Ayşegül Şerife Özcan

Bazı sabahlar vardır, insan güneşi bile hissedemez. Güne başlamak, sıradan bir eylem olmaktan çıkar; çünkü bir yerlerde başka bir sabah, bambaşka bir karanlıkla başlar. İşte Gazze, böyle sabahların adı oldu artık.Gazze, yalnızca bir coğrafya değil. Son aylarda yaşananlarla birlikte bir sembole dönüştü. Acının, direnişin ve sessizliğin sembolüne.

Orada hayat, artık bir hayatta kalma çabası. Her geçen gün biraz daha yıkılan bir şehirde, biraz daha sessizleşen bir dünyanın gölgesinde insanlar nefes almaya çalışıyor. Ama bu nefes, çoğu zaman kesik kesik, çoğu zaman yarım kalıyor.

Patlayan her bomba sadece bir bina değil, bir hayatı yıkıyor. Yerle bir olan sadece duvarlar değil, umutlar, düşler, çocukların gülüşleri… Elektriksiz kalan bir hastanede canla başla çalışan bir doktorun çaresizliğini hayal edin. Ya da enkaz altından çıkarılan bir çocuğun elinde hala sımsıkı tuttuğu oyuncak ayıyı… Orası, insanlığın sınav verdiği bir yer artık. Ve dünya, bu sınavda sessizliği seçti.

Uluslararası kamuoyu, diplomatik ifadelerle zaman kazanırken, orada zaman kan ve gözyaşıyla akıyor. Gazze’de çocuk olmak, gökyüzüne bakarken kuşları değil, uçakları görmek demek. Gece yatağına uzandığında uyumayı değil, uyanmayı ummak demek.

Bazen tarafsızlık, zalimin tarafında olmak anlamına gelir. Gazze’de yaşananlara “tarafsız” kalmak, yaşanan trajediyi görmemek, duymamak ve hissetmemekle eşdeğerdir. Oysa insaniyet, önce hissetmekle başlar.

Bugün Gazze’de ölen her çocuk, aslında insanlığın biraz daha eksildiğini gösteriyor bize. Her sessiz kalan yürek, vicdanın biraz daha köreldiğini… Ve her unutulan çığlık, geleceğe bırakılan bir utanç mirası oluyor.Gazze’de yaşananlar sadece Ortadoğu’nun değil, tüm insanlığın meselesidir. O yüzden, bu sessizliği duymanın tam zamanı.

Yalnızca Gazze için değil; adalet, vicdan ve insanlık için.
 

Yazarın Diğer Yazıları