Kıymetli okurlarım, bu bölümde de Covid-19 sürecinde ülke olarak geldiğimiz aşama ve sonrası ile ilgili belirsizlikler konusunda, toplumdaki kaygıya kısaca değindikten sonra, yine arşiv tarama mahiyetinde ekonomi alanındaki sıkıntılarla devam ediyor olacağım.
Hatırlayacınız üzere, içinde bulunduğumuz ayın ikinci haftasında Çin Sinovac aşısının Sağlık Bakanı Sn.Fahrettin Koca, bazı siyasiler ve sağlık çalışanlarına yapılmasıyla birlikte, ülkemizde pandemiyle mücadelede yeni bir aşamaya geçmiş bulunuyoruz.
Neredeyse bir yıla yakın süredir dünyayı kasıp kavuran
bu salgın hastalık, bilindiği üzere toplumda insanların aşı olup, bağışıklık kazanan oranın yüzde 60-70 seviyeye çıkmasıyla birlikte, virusun bulaşma yeteneğinin düşeceği ve daha önceki salgınlarda olduğu gibi, aşı ve/ya ilaç ile kontrol altına alıbileceği tahmin edilmektedir.
Lakin, toplum çoğunluğunda başta TÜİK olmak üzere birkaç yıldır ekonomide devlet kurumlarının verilerine olan güvensizlik gibi, malesef salgın hastalık sürecinde değiştirilen vaka ve ölüm sayıları gibi sağlık verileri ve en üst yetkililerin söylemlerindeki tutarsızlıklar, aşı teminindeki gecikmeler, sadece Çin Sinovac aşısının az sayıda temin edilebilmesi vb nedenlerle, pandeminin başında sağlık konusunda toplum nezdinde kazanılan inandırıcılık ve güven, yerini güvensizliğe ve kaygıya bıraktı. Umarım tüm bu sorunlar çözülür !
Hal böyle iken, üzücü olan durum ise :
***Ekonomideki ciddi yapısal sorunlar nedeni çığ gibi büyümüş işsizlik, artan yoksulluk, pahalılık, zamlar vatandaşın üstüne adeta çökmüş, binlerce esnaf kepenk kapatmış, yüzlerce fabrika kapanma çaresizliği yaşarken, hizmet sektörü inim inim inkerken, TÜİK tarafından açıklanan resmi enflasyonun 3-4 katı, yani vatandaşın hissettiği enflasyon asgari yüzde 40-50 iken, ülkemiz gençlerinin yüzde 75'nin tek hayalinin ilk fırsatta yurt dışına gitmek ve mümkün ise gittiği ülkenin vatandaşlığını almak olduğunu birçok araştırma şirketi ortaya koymuşken ;
*** İktidar blokunun zihinsel sorunsalı ve tamamen yönetimsel hataları, sadece oy tabanını korumaya yönelik olarak, içerde ve dışarda güçlü devlet ciddiyeti ve diplomasi kurallarına ters, hamasi söylemleri nedeniyle, daha pandemi başlamadan önce yeniden faiz-döviz-enflasyon sarmalına girerek, ucunda ölüm olan ve dünyayı pençesine alan salgın hastalık döneminde bile vatandaşının yanında olamayan, doğrudan/karşılıksız destek veremeyen, sadece faizli kredi alabilmesi ya da kredisini /borcunu erteleyebilmesi için vatandaşına bankaları, kamusal borçları için ilgili kurumları adres gösteren bir ülke konumunda iken ;
***Cumhuriyet tarihinde eşi benzeri görülmemiş şekilde 2,5 ay öncesi Hazine ve Maliye Bakanı'nın bir gece ansızın görevinden af edilmesi ve görev devir-teslimine bile gelmeden, kamuoyunu merak içerisinde bırakarak, ana akım medya/basın tarafından saatlerce hiçbir açıklama yapılmaksızın adeta ortadan yok olması sonrası, TC Devleti'nde bir ilke mize atılarak, 130 milyar USD rezervin 2 yıllık süreçte eğitilip, TCMB'nın 50 milyar USD eksi rezerve düşürülmesi ile dünya ekonomi tarihinde madalya hak etmiş ve ülke kasamızın tam takır olduğunu tüm acıklığı ile öğrenmiş iken;
*** "Kamu İhale Kanunu" nun Ak Parti iktidarları döneminde 180 kez değiştirilmesi ve adese teslim ihale yöntemleri ile iş dünyasında fırsat eşitliği, rekabet kuralları, verimlilik hiçe sayılarak yapılan Kamu Özel İşbirliği (KÖİ) projeleri ile devlet bütçesine, daha doğrusu vatandaşın sırtına yüklenen ağır faturaların etkisi ortada iken ;
Hatta, Dünya Bankası verilerine göre, Dünya'da kamudan en çok ihale alan 10 şirketin 5 tanesinin (Limak, Cengiz, Kolin Kalyon, MNG) Türkiye'de olması ile farklı bir rekora imza atmış bir ülke olma ünvanı elde etmiş iken !
***Anneler-babalar bebeklerine mama temin etmek için hırsızlık yapmak gibi yüz kızartıcı bir durumla karşılaşmak yerine "askıda mama" kampanyası için dua ederken, evine ekmek götüremeyenlerin sayısı, hatta intiharlar artarken, özetle neredeyse "sosyal devlet" anlayışı iflas eşiğinde iken ;
Gerçekten iktidar bloku neyle meşgül ? Ak Parti'yi uzun süre desteklemiş sade bir vatandaş olarak anlamakta zorlanıyorum...
Belki hatırlarsınız, bu köşemde yayımlanan birçok yazımda da ifade ettiğim üzere, Temmuz 2018 sonrası Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi(CBS)'ne geçiş ile birlikte, madalyonun diğer yüzüne baktığımızda, sistem değişikliği ile ilgili propoganda döneminde yeni sistem "Türk tipi başkanlık olup, bize çok uygun olacak, ülke olarak lig atalayacağız, ekonomik olarak uçacağız" denilmişti.
Fakat, ne yazık ki tam tersi bir durum ile karşılaştık.
Hatta yeni sistemdeki arızalar sonucu iktidar bloku olan Cumhur İttifakı, toplumun ekonomik ve sosyal talebelerini/ihtiyaçlarını karşılamakta her geçen gün daha çok zorlanmakta olduğunu da görmekteyiz.
Bununla bağlantılı olarak da ülkemiz, dünya liginde ekonomi başta olmak üzere, demokrasi, özgürlükler, hukuk, adalet, öngörülebilirlik, güven ve daha bir çok alanda puan/itibar kaybederek, sürekli siyasi ve ekonomik kriz sarmalı içindeki üçüncü dünya ülkeleri ligine yaklaşmaktadır.
Peki bütün bu gerçeklikler gün gibi ortada iken, iktidar bloku ne yapmakta, gündemi nelerle doldurmakta ?
Son bölümde bu konuları ele almak dileğiyle,
Sağlık için, Maske+Mesafe+Hijyen