Kıymetli okurlarım, yazı dizimin bu 3.bölümüne biraz ironi yaparak, bir kaç yıl öncesi en üst seviye iktidar mensuplarının "bu memeleketi Hans'ın, George(Corc)'un Mike(Mayk)'ın, Helga'nın eline bırakmayacağız. Faiz lobisinden kurtaracağız bu ülkeyi. Hans'ın, Mike'ın, Helga'nın dediği değil, bizim Ahmet'in, Hasan'ın, Ayşe'nin, Fatma'nın dediği olur bu ülkede..." şeklindeki üst perde meşhur söylemlerinden sonra, günümüzde ekonominin durumu ve söz konusu hamasi söylemlerin tersine döndüğüne vurgu yaparak devam edelim istedim...
İktidar mensupları/ortakları hariç, artık herkesin bildiği bir sır olan ve pandemi sürecinden çok evvel başlayan, ancak pandeminin de tuz biber etkisi yaptığı ekonominin hali, artık en sade vatandaşın malumu(gerçi, hakkını teslim edelim, Sn.Bahçeli bir ara 'askıda ekmek' kampanyası başlatmıştı. Lakin Sn.Cumhurbaşkanı'nın itirazı üzerine olsa gerek, rafa kalktı)...
Keşke ekonominin bu hali vatandaşın malumu olarak kalsa...
Fakat, asıl yük vatandaşın öyle bir sırtında ki ; ekonomideki krizi/darboğazı iliklerine kadar yaşıyor, acısından kıvranıyor, çare arıyor...Vatandaş, artık açıkca 'derdime deva olunsun, devletim nerede bu zor günümde' diyor...Esnafı, asgari ücretlisi, artan işsizi, yoksulu, açlık sınırında yaşam mücadelesi vereni, hep beraber bu nakaratı tekrar ediyor...
Son yıllarda ekonomideki gidişatın, yani birkaç yıldır piyasalarla inatlaşarak, liyakatsız kadrolar tarafından deneme-yanılma yöntemi ile yönetilen ekonominin, daha doğrusu yönetilmeyen ekonominin çıktılarına, diğer bir ifade ile ülkemize-milletimize refah yerine, getirdiği sıkıntı ve sorunlara, iktidar ortaklarının söylemlerine, icraatlarına şöyle bir göz attığımızda ;
Aslında iktidar mensuplarının da olayın farkında olduğunu, ama bunu vatandaşa anlatacak özgüvenleri olmadığını, onun için de gündem değiştirme telaşında olduklarını tahmin ediyorum.
Söyle ki ;
***Hazine ve Maliye Bakanı'nın apar topar görevinden af edilmesi ! Merkez Bankası Başkanının değiştirilmesi,
***TC Devetinin hazinesinin tam takır, Merkez Bankası'nın tarihinde ilk defa 50 milyar ya da daha fazla USD (-)eksi rezerve düşmesi,
***Her ne kadar birkaç yıldır verilerin değiştirildiği ve ülke gerçeğini artık yansıtmadığı algısının vatandaş nezdinde artmış olması nedeni ile güven sorunu yaşasak da devletin resmi kurumu olan TÜİK verilerine göre, geniş işsizlik tanımı kapsamında işsiz sayısının tüm zamanların rekorunu kırarak 10 milyon kişiye, genç işsizliğin yüzde 25'lere(resmi)ulaşması, çoğu vatandaşın iş bulma umudunu yitirmesi sonucu iş aramaması,
***Dünyada 18-20 trilyon USD, negatif faiz ile merkez bankalarına park etmiş iken, birkaç ay öncesine kadar "faiz lobisi, haçlı ittifakı" denen kesimler için resmen , 'U' dönüşü yapıp, barış ilan edilmesine, Hz.Mevlana felsefesi taklit edilmesine, hatta neredeyse dünyanın en yüksek faiz oranları da önerilmesine rağmen, yatırımcıların halen Türkiye'ye yatırım yapmak için, para getirmek için akın etmemeleri, ikna olmamaları,
***Uluslararası arenada yatırımcılar tarafından önemsenen kurum ve kuruluşlarca yayımlanan endekslerde/raporlarda git gide 3.dünya ülkeleri kulvarına doğru yol almamız,
***Toplam milli gelir ve kişi başı milli gelirde 8-10 sene geriye düşmemiz,
*** Rekor seviyede devam eden bütçe ve cari açık rakamları,
*** Mevcut durumda yaşananların sadece bir ekonomik- teknik sıkıntı olmadığı, 2001 krizine benzer, ya da daha da ötesinde devlet kurumlarında bir tıkanma, hatta yapısal sorunların olduğu, 2001 Krizi sonrası dönemin ekonomi kurmayları tarafından başlatılan ve Kasım 2002'de Ak Parti'nin iktidara gelmesi ile başta Sn.Ali Babacan olmak üzere, iktidarın ekonomi kurmayları tarafından neredeyse 10 yıl pek fazla taviz vermeden başarılan ; "etkin bir kamu yönetimi" ve pek tabii güven veren bir piyasa işleyişinin giderek kaybolduğu algısının kamuoyunda yaygınlaşmaya başlaması vs.vs.
Bu maddeler daha çok artırılabilir tabii...
Zaten iktidar ve ortaklarının 'reform' demesi, acı reçetelerden bahsetmesi ' U 'dönüşler yapması, dün kara dediğine bugün ak demesi, haçlı ittifaki dediği Batı'ya bugün için 'Tek Yön' olarak baktığını son günlerde sürekli dile getirmesi, vatandaşlara açıkça söyleyemiyor /ikrar edemiyor olsalar da yukarıda da ifade ettiğim üzere, ekonomide ciddi sorunlar, kayıplar yarattıklarının, hatalar yaptıklarının itirafı /kabulüdür aslında...
Amma ve lakin olan yine vatandaşa oluyor...
Ne acıdır ki ; "Ne umduk, ne istedik, ne bulduk ! " sözünü son yıllarda vatandaş yine sıkça söyler oldu...