Evet yine, "8 Mart Dünya Kadınlar Günü" dolayısıyla önümüzdeki Salı günü kadınlar ile ilgili insan hakları temelinde ekonomik, siyasi ve sosyal bilincin arttırılması ve bu alanlardaki sorunların çözüme kavuşturularak başarılarının, her alanda temsil oranlarının arttırılması, sorunlarının çözüme kavuşturulmasına yönelik olarak, ülkemizin de dahil olduğu uluslararası arenada anma etkinlikleri yapılacaktır...
Bu bağlamda, doğal olarak ülkemizde de yerelden başlayarak kentlerin mülki amirlerinden, kanaat önderlerine, atanmış-seçilmiş üst düzey yöneticilerden, derneklerden, holding yöneticilerine, şirketlere ve nice kişi ve kurumlardan ve dahi devletin/iktidarın tepesinden, muhalefet partilerilerinden tahmin edeceğiniz üzere, güya toplumsal cinsiyet eşitliğinin gerekliliğine, pozitif ayrımcılığa dem vurulacak, kadın haklarına, kadına yönelik şiddetin önlenmesi gerektiği ile ilgili özel mesajlar yayımlanacak, temenniler ifade edilecek, taahhütler verilecektir...
Velhasıl-ı kelam, ülkemizin her köşesinde 8 Mart için yine retorikte/söylemde müthiş konuşmalar yapılacak, şovlar sergilenecektir...
Ve böylece de vazife tamamlanmış, güya toplumda farkındalık arttırılmış, sorunlar çözüm bulmuş sayılacaktır...
Lakin, 9 Mart sabahı her şey aynen kaldığı yerden devam ediyor olacaktır...
Onun için de biz kadınlar, temelde insan hakkı olan kadın haklarının sadece 8 Mart mesajlarında değil, diğer 364 günde de başta iktidar olmak üzere, tüm siyasilerin ilgili kanaat önderlerinin söylemlerinden ziyade, eylem planlarında olması gereken en önemli öncelikleri arasında olmalıdır diyoruz...
Ve ekliyoruz ; Ülkemizde, aslında kadınlara haklarının iade edilmesinde, medyanın rolünü de önemsediğimizi ifade ediyor, sadece Türkiye'de değil, geniş coğrafyamızda etkin politikalar oluşturmak isteniyorsa, ülke nüfusumuzun yarısı, insani gelişmişliğin simgesi, kutsal dinimizin baştacı ettiği, ilk öğretmenimiz, annemiz, kardeşimiz, kızımız, emekçimiz, amirimiz, memurumuz, eşimiz, arkadaşımız olan kadınlarımızın güçlü olması, aynı zamanda Türkiye'nin daha güçlü ve daha müreffeh olması, dünyamızın daha yaşanılır olması demektir, diyoruz...
Bir anne ve bir kadın duyarlılığı ile daha önceki yazılarımda da defalarca ifade ettiğim üzere ;
Biz kadınlar, ancak ve ancak erkelerle yan yana olduğumuzda, omuza omuza verdiğimizde ülkemizi, dünyamızı daha iyi yarınlara taşıyacağımıza, çocuklarımıza daha iyi bir gelecek bırakacağımıza can-ı gönülden inanmaktayız...
Biz kadınlar ; "Kadın Varsa Hayat Var" " Kadın Varsa Çözüm Var"
"Kadın Varsa Deva Var " şiarı ile ülkemizde ve dünyamızda kadın bakış açısının ve de kadın vizyonunun, doğuştan sahip olduğu becerilerinin daha etkin olması, gezegenimizi daha barışçıl ve daha yaşanabilir kılacaktır diyoruz...
Bu vesile ile "8 Mart Dünya Kadınlar Günü"nü başta siyasiler olmak üzere, tüm kanaat önderlerinin bundan sonra söylemlerinin lafta kalmayacağı, eyleme döneceği ve sonuç alınacağı taahhütler vermesi temennisi ile saygıyla, ümitle anıyorum...