ASLINDA bu gün 10 Kasım olduğu için Ulu Önder Atatürk ile ilgili bir şiir veya yazı yazmak istiyordum. Ama arkadaşlar 10 Kasımla ilgili gazeteye bir ek hazırladıkları için onlar ekte yayınlanmak üzere bir Atatürk şiiri yazmamı istediler ve bende birkaç gün önce o şiiri yazıp arkadaşlara verdim. Zannedersem “Milletin bağrına düştü kor atam” isimli o şiir bugün 10 Kasım ekinde yayınlanmıştır. Bunun ben de gündemde bulunan bazı önemli konular hakkında yazmak istedim.
Bunlardan birincisi Organize Sanayi Bölgesi Eski Başkanı Ahmet Hasyüncü bir meslektaşımıza yaptı açıklamada Organize Sanayi Bölge yönetimine Kayyum atanmasını istediğini dile getirmiş bu konunun irdelenmesi gerekiyordu.
Halbuki Sayın Hasyüncü Organize sanayi kurulduktan sonra kanun gereği yıllarca Valilerin Başkanlığındaki heyet tarafından yönetilmiş kuruluş tamamlanınca da yine kanun gereği Bölgede bulunan Fabrikaların sahip veya temsilcileri arasında yapılan seçim sonunda kendisi Yönetim Kurulu Başkanı seçilmiş ve uzun bir sürede o görevde kalmıştır.
Sayın Hasyüncü eksiği ile fazlası ile bir görev yapıp tamamlamış ve yapılan seçimin birisinde sanayiciler Hasyüncü ve ekibine artık yeter deyip bu günkü Yönetim Kurulu Başkanı Sayın Tahir Nursaçan ve arkadaşlarını bölgenin yönetimine seçmişlerdir.
Bildiğim kadarıyla üç dönemden beri de bu görevi Nursaçan ve arkadaşları yürütüyor.
Yine bildiğim kadarıyla Sayın Hasyüncü döneminde de yönetimin çeşitli yolsuzluklar ve usulsüzlükler yaptığı iddia edilmiş ve sonunda yapılan seçimde kendilerine yeniden görev verilmemiştir.
Son günlerde mevcut yönetim hakkında da yoğun iddialar ortaya atılmış hatta OSB’nin kasasındaki paranın bazı hizmet için harcanmış olması da eleştiri konusu olmuştur.
Bu iddialar üzerine bakanlık müfettişleri geldi, raporlar hazırlayıp gitti ve yine gelip yiye gitti bu olay defalarca tekrarlandı ve sonunda sayfalar dolusu raporlar hazırlanıp bazı konularda bölge yönetimi ikaz edildi veya zimmet çıkarıldı.
Çünkü üç dönem seçim kaybeden Hasyüncü’nün desteklediği veya içerisinde bulunduğu ekip seçimi kaybedince bakanlığı adeta dilekçe yağmuruna tutup hemen, hemen her gün bir şikayet dilekçesi gönderdikleri bilinmektedir.
İşte bu şikayetler üzerine Tahir Nursaçan dönemini inceleyen müfettişlerin verdiği raporlar kamuoyunda konuşulurken, OSB’nin mali genel kurulu yapma zamanı da geldiği için bir den bire Hasyüncü dönemindeki yolsuzluk ve usulsüzlük iddiaları da yeniden gündeme geldi.
Bunun üzerine Sayın Hasyüncü gazetelere verdiği ilanlarla kamuoyuna bazı açıklamalarda bulundu. Bu açıklamada söz konusu iddiaların doğru olduğu itiraf ediliyor. Yalnız ki bunların kendisinin bir hakkı olduğu da ileri sürülüyordu. Söz konusu arsanın Hasyüncü’nün ortağı olduğu şirkete verilmesinde her hangi bir yolsuzluk ve usulsüzlük olmadığı ispatlanmaya çalışılıyordu.
Halbuki o açıklama bir itiraf niteliğinde olan açıklama idi. Külliyen yalan iftira dedikleri o işi yaptıkları ayan beyan ortaya serilmiştir.
Bütün bunlar olurken Bölgenin Mali Genel Kurulu yapma zamanı da gelmişken Hasyüncü’nün Kayyum atanma isteğine ben şahsen bir anlam veremedim. Sebebini nedir diye düşünürken bu zihniyetin geçmişte de seçimle ele geçiremediği sivil toplum kuruluş yönetimlerine kayyumlar atanmasını sağlayarak o yerlerin yönetimini ele geçirmiş otlukları geldi. Anladım ki o zihniyet hala piyasaya hakim olmak istiyor kendilerin isteği dışında seçmenin verdiği hiçbir karar pek hoşlarına gitmiyor. Bu konuda söyleyecek çok sözüm var ama bunları da söyleyip kafaları yeniden karıştırmak istemiyorum.
Özet olarak diyorum ki “Hey kardeşim, hey hemşerim, hey muhterem beyler siz işbaşında olunca iyide bir başkaları seçilirse niye çok kötü oluyor. Demokrasinin gereği yapılan seçimin suyu mu çıktı? Sizin derdiniz nedir, maksadınız nedir açık açık söyleyin de herkes bilsin. Siz bu kafayla giderseniz daha çok seçim kaybedersiniz ve bu ülkeye de kolay kolay tam demokrasi gelmez, gelemez. Yapmayın, gitmeyin, etmeyin bunu. Bu ülke artık sizin gibileri kaldırabilecek güçte değildir. Zaten bir yandan ekonomideki kötü gidiş diğer yandan dünyayı etkisi altına alan salgın hastalık bizi yeteri kadar zor durumda bırakıyor. Artık aklınızı başınıza alın ve bu milletin sizin gibilere pabuç bırakmadığını görün de bu ülkeye, bu kente kötülük yapmaktan vazgeçin.” Gerçekten size söyleyecek başka bir söz bulamıyorum bulan varsa onlar söylesin de sizde onları dinleyin. Yeter be!
Bu ülkede bu kentte sizden başka da yaşan var akıllı izanlı irfanlı vatanperver insanlar var birazda onlara fırsat verin.
Seçimin suyu çıkmadı diyorsanız bırakın da sanayici kendisini yönetecekleri kendisi seçmeye devam etsin. Kayyum atamak darbenin bir başka şeklidir bunu da bilmiyorsanız öğrenin gayrı.