BİR ülkenin ekonomisini ayakta tutan onun gelişmesini sağlayan üretim yapan sanayinin büyümesinde katkısı olan değerler toplamına endüstri denir.
Ekonomik kurallara göre de bir endüstriyel mal vardır bir de ticaret malı vardır. Ticaret malı endüstrinin ürettiği ham maddelerin yeniden üretilip ticarete kazandırılmasıdır.
Eskiden iplik, kumaş, demir, çimento, şeker, makina, halı gibi üretim yapan kurumlar isimlendirilirken falan endüstri sanayi ortaklığı veya şirketi denirdi.
Yine eskiden Kayseri bir sanayi ticaret şehri olarak bilinirken bunun yanında endüstriyel mallarını üretildiği bir kent olarak da anılırdı.
Bunların başında iplik, kumaş, halı, şeker, çimento gelirdi. Sümer Bez Fabrikası gibi Orta Anadolu tekstil gibi, kayseri tekstil gibi iplik ve kumaş üreten fabrikaların sayısı bir hayli fazla idi.
Bugün Kayseri sanayisine baktığımız zaman endüstriyel mal üreten fabrikaların sayısı oldukça azalmış Kayseri sanayii ticaret malı üreten büyük bir sanayi haline gelmiş olduğunu görebiliriz.
Endüstriyel mal üreten fabrika ve sanayi kuruluşu da yok değil ama bunların sayısı bir hayli azalmış durumdadır.
Endüstriyel mal üreten fabrikalar arasında Dener Makine’nın satın alıp makina üretimi yaptığı eski Taksan Fabrikası, maden işleme fabrikası olan ve bu gün maden cevheri üretimi yapmaya başlayan yeni adıyla Çinkom eski adıyla Çinkur gibi iplik ve kot kumaşı üreten Orta Anadolu gibi fabrikalar vardır. Bunların yanında bir de Kayseri Şeker Fabrikası vardır.
Öbür fabrikalar özel şahıs ve şirketlerin elinde olduğu için bunlar pek bilinmez bilinse de kamuoyunda sürekli dedikodusu yapılmaz, onlar kendi hallerinde çalışıp üretim yaparlar kâr zarar kendilerine olur ve ülke ekonomisine ve Kayseri ekonomisine katkıda bulunmaya sessiz sedasız devam ederler.
Ama Kayseri Şeker Fabrikası böyle değildir. Şeker Fabrikası devlet tarafından özelleştirilen ve pancar üreticileri kooperatifine yani bir anlamda bir kamu kuruluşu olan 85 bin pancar çiftçisinin ortak olduğu Pancar Kooperatifine devredilmiştir.
Hal böyle olunca da bunun dedikodusu daha çok olmaktadır. Gerek büyük bir üretim merkezi olup çok sayıda işçi çalıştırması gerekse büyük miktarda şeker üretip yine büyük ölçüde para kazanmasından ve yarı kamu malı sayılmasından dolayı Kayseri Şeker hakkında herkes ileri geri konuşmaktadır.
Evet Kayseri Şeker Fabrikası büyük bir kuruluştur kendi sektöründe de öncü kuruluşlardan birisidir. Boğazlıyan şeker Fabrikası gibi bir fabrikayı sıfırdan kurup yıllardan beri üretim yapar hale getirmiştir. Tokat Turhal Şeker Fabrikasını satın alıp onuda işler hale getirmiştir.
Elbette bunları yaparken de borçlanmak zorunda kalmıştır. Çünkü borçsuz büyüyemezsin gelişemezsin büyük olmanın bir bedeli var bu da borçlanmak ve arkandan herkesin konuşmasıdır.
Bir defa şunu belirteyim devletlerin devletlere borcu vardır. Kendi ekonomisinin ölçüsünde herkesin borcu vardır. Olmak zorundadır.
Hal böyle olunca falan kurum şu kadar borçlu battı batıyor gibi dedikodu yapmak da yanlıştır.
Hele hele o kurum yetkililerine veya kişi ise kişiye sormadan bilgi almadan borcu var batıyor demek servet düşmanlığı yapmaktan öteye gidemez.
Belki yahu kardeşim ne söyleyeceksen söyle bu kadar laf etmeye ne gerek var diyeceksiniz.
Bunları şunun için yazdım bu konuda aklımın erdiğini gözümün gördüğünü anlatayım diye. Bir de geçtiğimiz günlerde Balıkesir’den bir arkadaşım aradı “Yahu sizin Kayseri Şeker Fabrikasının çok borcu varmış bunun için de fabrika batıyormuş bu doğrumudur” dedi. Ben de belki borcunun olduğu doğrudur ama batıyor olması imkansızdır diye cevap verdim ve o arada cenazem olduğu için durumu Şeker yöneticilerine soramadım. Dün durumu Şeker Kooperatifi ve Fabrika yetkililerine sorma imkanı buldum. Aldığım cevap aynen şöyle “Öyle söylendiği gibi ödeyemeyeceğimiz bir borcumuz yoktur. Şeker fabrikası taş gibi ayaktadır. Kaldı ki borcumuz olsa bile bunun karşılığı da vardır çok şükür depolarımız şekerle dolu bir yandan da üretim devam ediyor. Elimizdeki ürünü bugün satsak tek kuruş borcumuz kalmaz. Ama biz kurumu zarara uğratmadan elimizdeki malı satmak istiyoruz yani depodaki şekeri ucuza vermek istemiyoruz. Bugün yerli şeker fiyatları ithal ürün NBŞ fiyatlarının altındadır.” şeklinde cevap verdi.
Bilmem durumu anlatabildim mi. Bu memlekette Kayseri Şeker Fabrikasına düşman olmak kimseye bir şey kazandırmaz aksine kurumun büyüklüğünü gösterir. Ayrıca şeker yönetimine kırgın, kızgın ve hatta düşman olanlarda bu işi karıştırmasınlar. Çünkü Kayseri Şeker Fabrikası kimsenin şahsi malı değildir. Onlar emaneten yönetiyorlar. Bu gün onlar var yarın bunlar gider başkaları gelir. Fakat Kayseri Şeker’in yaşaması gerektir.
Bilmem anlatabildim mi?