PIYASADA mal tedariki yapılamadığı veya fiyatların tayin edilemediği zamanlarda, devlet piyasayı yeniden işletmek ya da yeniden yönlendirmek için piyasaya müdahale eder. Hükümetlerin bu konuda iki yaklaşımı bulunmaktadır, birincisi tavan, ikincisi taban fiyatlardır.
Zaman zaman insanlar, devletin piyasaya müdahil olmasını ve pazardaki durumun düzeltilmesini isterler. Hükümetler piyasada ters dürtüler de olabileceğinden hesaplarını kontrol ederek kararını verir.
Mesela gıda fiyatları artabilir ve halk devletin piyasaya müdahil olmasını ve fiyatları düşürmesini isteyebilir. Halbuki fiyatlar arz ve talep dengesi sonucu oluşur.
Tüketici davranışlarını yönlendiren talep kanunu fiyatlar düştükçe tüketicilerin satın alma dürtüsünün artacağını, fiyatlar yükseldikçe satın alma dürtüsünün azalacağını söyler. Üretici fiyatlarını yönlendiren arz kanunu ise; fiyatlar yükseldikçe üreticilerin daha fazla üreteceklerini, fiyatlar düştükçe daha az üretme dürtüsüne sahip olacaklarını söyler.
Siyasiler tekrar seçilmek istediklerinden tavan fiyatı düşük belirleyeceklerdir. Tavan fiyat, ekmek fiyatlarında olduğu gibi düşük belirlendiğinde bu durum tüketicileri satın almaya itecektir, ama üreticilerin üretme hevesini kıracaktır.
Özetlenirse, fiyat denetimleri çeşitli nedenlerle etkisiz olur. Çünkü, gözetim ve yaptırım ihtiyacı artar. Bu ise, hiç de ucuza gelmeyen devlet bürokrasisinin artması demektir. Artan devlet harcamaları daha çok vergi ve daha çok borçlanma demektir.
Gelelim taban fiyatlara:
Arz ve talebin temel ilkelerini dikkate almayanlar sadece tüketiciler değildir. Üreticiler de her zaman taban fiyat isterler. Taban fiyat, bir mala istenebilecek asgari fiyat demektir.
Muhtemelen en iyi bilinen taban fiyat asgari ücrettir. İşgücünü hane halkı arz, işletmeler de talep ederler. İnanıyorum ki, asgari ücret yetersizdir. Ancak inanıldığı gibi hiçbir işveren daha yüksek asgari ücret ödeyip, aynı sayıda işçi ile çalışmayacaktır. İşin sonunda, yoksullara yardımcı olma amacındaki politika, insanların işsiz kalmasıyla sonuçlanacaktır.
İlginç bir şekilde, asgari ücretin en çok artırılmasını savunanlar çoğunlukla artıştan en çok zararı görenler olacaktır.