Düşünürken ya da bir sorunu çözerken kendinize veya karşınızdakine sorular yöneltilmesi çok önemlidir. Cevaplardan daha çok sorular önemlidir. Çünkü, kişi sorularıyla sıradan öğrenmenin ötesine geçmektedir.
Sormak düşünmenin ilk adımı, cevaplamak da ikinci adımıdır. Sorular ve cevaplarıyla konular daha iyi anlaşılmaktadır.
Aslında sorgulamak, her şeyi olduğu gibi kabul etmemek demektir.
Sorular genelde üçe ayrılırlar: Mahiyet soruları, ilişkisel sorular ve nedensel sorular.
Mahiyet sorusu kısaca “nedir?” demektir. “Nedir?”le, bir şeyin ne olduğu sorulur. İlişkisel sorular varlıklar arasındaki ilişkileri ortaya çıkarırlar. Nedensel sorular ise, bir şeyin olgusunu öğrenmek için yöneltilirler. Nedensel sorularda “nasıl?” ve “neden?” soruları kullanılır.
İsterseniz ilk önce “nedir?” sorusu hakkında açıklama yapalım. Nedir sorusu bilimde ve felsefede kullanılmaktadır. Neden sorusuyla bilimde olgu-obje ve olayın mahiyeti öğrenilir. Felsefede ise anlam öğrenilmek istenir.
Ancak, düşünürken veya bir sorunu çözerken ilk önce nedir sorusuyla bilimsel bilgiye ulaşılmalı, daha sonra üzerinde çalışılan konunun anlamına ulaşılmaya çalışılmalıdır.
Felsefede soru yöneltilmesindeki amaç kavramların açıklanması olduğundan, felsefede nedir demek, bunun anlamı nedir demektir.
Bilimde “ne?” sorusunun yanında “neden?” ve “nasıl?” soruları da yöneltilir. Çünkü bilimle bir olgunun “neden?” ve “nasıl?” olduğu açıklanır. Neden ve nasıl sorularının cevabıyla doğal olana alternatif, var olmayan yapay-lojik ürünler gerçekleştirilmesi sağlanacaktır.