Ekonomi biliminde hemen hemen teorilerin büyü bir kısmı rasyonel insan üzerine inşa edilmiştir. Rasyonel insan olan homoekonomicus, her zaman kendi çıkarlarını üst düzeyde tutacak mantıklı kararlar alır.
Ancak, gerçek hayatta insanların bazen rasyonel davranamadığı durumlar olmaktadır. Nitekim Herbert SİMON’a göre; rasyonel irade gücü olan akılcılık ve bencillik sınırlıdır ve insanlar zaman zaman kendi çıkarlarını üst düzeyde tutarak mantıklı karar alamazlar.
Mesela, insanlar özellikle ani karar vermeleri durumunda ve genellikle belirsizliklerin olduğu anlarda bir tuzak olarak değerlendirilen beyinlerindeki kısa yollardan yararlanmaktadırlar.
Ekonomi biliminde insanların duygularıyla hareket edebildiği, çevresini etkilediği ve çevresinden etkilendiği, insanlarla iletişim halinde olduğu göz ardı edilmiştir.
İnsanlar karar verirlerken duygularından, psikolojilerinden ve çevrelerinden etkilenerek her zaman sağduyulu olamayabilirler. Kişilerin çeşitli sebeplerle en iyi kararı alamamaları sınırlı rasyonellikle açıklanmaktadır.
Davranışsal ekonomi, ekonomi bilimini ve psikoloji bilimini birleştirmiştir. Davranışsal ekonomi, insanın ekonomik davranışlarının psikolojik unsurlarıyla birlikte değerlendirilmesi gerektiğini savunan bir alandır.
Ekonomi ile psikolojinin birleşmesinden oluşan davranışsal ekonomi, teknolojinin gelişmesiyle birlikte nöro bilim ve diğer bilimlerden katkılar almıştır.
İnsanlar ekonomik kararlar alırlarken psikolojik bir süreçten geçmektedirler. İnsanların yaşadığı bu süreçte beyinin nasıl değiştiğini ve sinirbilim teknikleriyle inceleyen bilim dalına nöro ekonomi denilmektedir.