Milton FRİEDMAN, insanlar gelirlerine bakarak hayatları boyunca kazanacakları gelirlerini tahmin ederler. Ona göre, pek çok insan içinde bulundukları ekonomik şartlardan ziyade, hayatları boyunca kazanacakları gelirlerini göz önünde tutarlar.
Bu anlayışla insanlar yıllar içerisinde geri ödeyecekleri krediler alıyorlar, gelirlerinin bir kısmını tasarruf olarak bir kenarda tutuyorlar, bir kısmını da günlük tüketim harcamalarına ayırıyorlar.
İnsanlar, herhangi bir sebeple gelirlerinde beklenmedik geçici artış olursa, bunun çoğunu harcamak yerine bu gelirin geçici olup olmadığını anlayıncaya kadar artan gelirlerini biriktirmektedirler.
Aslında bireyler için geçerli olan bu durum, ülke ekonomisi için de geçerlidir. Milli gelirde geçici bir artış, sürekli olarak talebi artırmayacaktır.
Böylelikle, hizmetler açısından kısa vadeli talep canlandırıcı politikaları uygulamanın anlamı olmayacağı ve toplam talebi artırmayacağı gerçeği ile karşı karşıya kalırlar. İnsanlar Hükümetler tarafından dağıtılan fazladan nakdi biriktireceklerdir.
Özetlenirse, Milton FRİEDMAN “insanların hayatları boyunca ne kazandığına bağlı olarak harcama yaptığı, basitçe bugüne bakarak harcama yapmadığı” esasına göre hipotezini kurar.
Sürekli gelir hipotezi 1970’lerde Monetaristlerce Keynesyen talep yönetiminin anlamsızlığını kanıtlamak için kullanılmıştır.
Yüksek gelirlilerin tüketimlerini zamana yaydıklarını ve tüketimlerini yumuşattıkları görülmektedir. Ama, düşük gelirliler kıt kanaat yaşadıkları için geçici bir gelir artışını hemen harcamaktadırlar.
Bu hipotezlere göre, tasarruftan yana olduğumu söylemeliyim.