Düşünme sürecinde dil nesnelere ad verir, aralarında bağlantılar kurar ve soyutlama yoluyla kavramları oluşturur. Düşünme bu kavramlarla gerçekleştirilir.
Kavramlar var olanın bilinmesini sağlarlar. Dil olmadan varlıklar kavramlara dönüştürülemezler ve başkalarına iletilemezler.
Kavram hakkındaki bilgisizlik veya kavramla ilgili eksik bilgi, düşünen insanı yanlışlığa mahkûm eder. Onun için bir kavramlar sözlüğünün şart olduğu söylenir.
Dil kelimelerden oluşan, insanların düşüncelerini ifade etmeye yarayan ve seslerden meydana gelen bir iletişim aracıdır.
Düşündükten sonra görüşün açıklanması gerekir. Dil anlama ve açıklamada kullanılır.
Anlamak mantığın kurallarını uygulayarak yorumlamak demektir. Düşünebilmek için iyi bir yorumcu olunmalıdır.
Açıklama, ancak dille yapılabilir ve konu açıklamayla iyi bir şekilde anlatılabilir. Açıklamada sözcüklerin anlamına dikkat edilmelidir. Çünkü sözcükler birden fazla anlama gelebilirler. Sözcükler kullanışlarına göre çeşitli anlamlar taşırlar. Sözcüğün anlattığı ilk ve asıl kavrama temel anlam, diğerlerine yan anlam veya mecaz denilir. Sözcükler zamanlar yeni anlamlar kazanarak zenginleşebilirler veya anlamlarını kaybederek fakirleşebilirler.
Düşüncelerin ifadesinde tek yol da dil değildir. Resim, heykel, müzik gibi dallar da düşüncelerin ifadesinde kullanılabilir.
Düşünürken bilginin doğasına, kapsamına, kaynağına, sınırlarına ve doğruluğuna bakılmalıdır. Ayrıca, sözcüğün kökeni de bilinmelidir.
Düşünen insanlar düşünme dilini çok iyi bilmelidirler.
Prof. Dr. Niyazi KAHVECİ’ye göre, düşünen adamın görevi karanlıkları aydınlatmaktır.