İşlevsel olmakla beraber beyinde akılla ilgili fizyolojik bir bölüm yoktur. Akıl zihni yönetir ve kontrol eder.
Akıl kullanılmaya başlandığında biyolojik akıl devreye girer. Beşeri akıl devreye alınmazsa biyolojik akılla düşünülür.
Canlılarda birisi biyolojk-somut-doğal-animal, diğeri de soyut-yapay-hümünal olmak üzere 2 çeşit akıl vardır. İnsanlarda ise her ikisi birlikte bulunur.
Biyolojik akıl bütün canlıların ve insanın bedeninde doğal olarak bulunur, yani verilidir (a priori). Biyolojik akılda herkes eşittir. Eşitsizlik insanın ürettiği beşeri akılda olur.
Düşünmek zihinle yapılır. Ancak, yönetici akıl zihne komut gönderdiğinde düşünme sağlanır.
“Biyolojik akıl fizyolojik etkinlikleri yönetir. Onun çalışmasında müdahaleye gerek yoktur. Beş duyu organı olan doğal alıcılarla duyumlar alınır, biyolojik akılla işlenir, yorumlanır, birleştirilir. Otomatik, mekanik ve bilinç dışı doğal ‘isteğe göre’ içgüdü ve dürtülerle çalışır. Biyolojik çalışma metodik olmaktan uzaktır. Fakat kavrama ve karar gücüne sahiptir (Prof. Dr. Niyazi KAHVECİ)”.
Canlılar çaba harcamaksızın otomatik olarak doğal bilgileri biyolojik akılla üretmektedirler. Ancak beşeri (soyut) fikir üretebilmesi için insan olunması gerekiyor.
Animal akıl somut akıldır. Somut akıl canlıların tamamında bulunur. Somut akıl otomatiktir ve sürekli çalışır.
Biyolojik (animal) akıl pratik akıldır. Objeleri görüntü olarak algılar ama onları anlamlandıramaz. Pratik akıl sahibi olan canlılar, pratik işlerde başarılıdırlar. Bunlar beşeri akılları gelişmediğinden teorik düşünce üretemezler ve kavram geliştiremezler.
Biyolojik akılla yapılan işler hayatın birçok cephesinde görülebilir. Animal kişi hayvandan daha tehlikelidir. Çünkü beşeri akılla üretilen araç-gereçleri kullanabilir.