Düşünme; bir amaca yönelik olarak, bilinenden yola çıkıp mantıklı işlemler yapıp bilinmeyene ulaşmak ve bilinmeyeni açıklığa kavuşturmaktır.
Düşünmeksizin aklın geliştirilmesi mümkün değildir. Düşünmek aklı, akıl da düşünmeyi geliştirir.
Heidegger,”ne kadar düşünüyorsak o kadar insanız. Düşünmek kendimizi olduğu kadar, varlığın doğasını da tanımak için de yapılır. Düşünmek, bir şeyin özünü anlamaktır”, diyor.
İnsan beyni hiyerarşik çalışır. Molekülden hücreye, hücrelerden nöron ağlarına adım adım ulaşır, gittikçe soyutlaşır ve sonuçta dile gelir. Beyin böylece tüme varım yöntemiyle çalışarak algılar.
Biyolojik düşünme, beyni beşeri soyut düşünmeye yabancı ve düşman olarak görür. Bu sebeple biyolojik beyin beşeri soyut düşünceyi engellemeye çalışır.
Beşeri soyut düşünme, beşeri akıl olan logosla yapılır.
Prof.Dr. Niyazi KAHVECİ’ye göre, doğal beynin beşeri soyut düşünmeyi etkin kılacak özellikleri şunlardır;
1.Yaratıcılık: Yaratıcılık yeni olgu, olay ve objelerin, süreçlerin, kavramların ortaya çıkmasını sağlayan düşünme işlemidir. Mevcut önermelerle, yeni önermeler arasında bağ kurularak yeni fikir üretilmesidir. Yaratıcılığı sürekli kılmak beyinde nöronların kesintisiz ve kademeli çalışmasına sebep olur.
2.Beynin durmadan çalışması: Beyin sürekli olarak durmaksızın anlam üretir. Beyin anlam üretme işlemini uyurken ve uyanıkken yapabilir. Düşünen kişi beynin üretim kabiliyetini fazlaca kullanmalıdır.
3.Dikey düşünme: Dikey düşünme, eldeki verilere bakılarak uygun sorular yöneltilerek çözüme ulaşmaya çalışmak demektir. Konuyu enine boyuna düşünmektir.
4.Yatay düşünme: Asıl konu dışındaki yakın konuları düşünmektir. Yakın konuları düşünmek, asıl konu hakkında yaratıcılığı artırmaktadır.
5.Aykırı (lateral) düşünme: Aykırı düşünme, çok boyutlu düşünmedir. Aykırı düşünme, aynı konu için birden fazla alternatif üretmeye denilmektedir. Aykırı düşünme, gelişmenin şartlarındandır.
6.Bağ kurmak: Düşünmek, bütünü oluşturan parçalar arsında bağ kurmaktır. Varlıklar, doğal malzemelerin bağ kurulmasıyla oluşur. İlişki ve bağ kurma ilkesi adeta kanundur. İki ilişki arasında bağ kurularak üçüncü ilişki üretilir. Beyinde ne kadar bilgi varsa, bunların birbiriyle ilişkisi kurulur.
7.Bağıntı: Parçalar arasındaki ilişkilerin tümüne bağıntı denilir. Bir bütünü parçaların birbiriyle olan bağıntıları (korelasyon) oluşturur. Parçalar arasında sürekli bağıntı kurulmalıdır.
8.İvme: Beyin kendiliğinden düşünür. Bu sebeple kişi beynine düşünme ivmesi vermelidir.
9.Yansıtma: Beyin yansıtıcıdır. Beyin ürünlerini kendi beynine ve dış dünyaya yansıtır.
10.Uyurken düşünmek: Beyin uyanıkken yaptığı işlemlerin aynısını uyurken de yapar. Yani, beyin hiçbir zaman uyumaz. “Gece zor gelen bir sorunun sabahleyin uykudan uyanınca çözüldüğü çok görülmüştür (John Steinbeck)”.
11.Düşünmede insan beyninin tamamı kullanılmalıdır. Çünkü, bütünleşmiş beyin çok yönlü düşünür.
12.İhtimaller: Beyin sadece kendi düşüncesine saplanıp kalmamalı ve başkaca ihtimallerin de olabileceğini düşünmelidir. İnsan tüm ihtimalleri düşünmelidir.
13.”Beyin ne kadar çok kullanılırsa o kadar güçlü ve kendini her konuyla baş edebilecek kadar esnek olur (Leslie Sberlin)”.
14.Acele etmemek: Düşünürken acele edilmemelidir. Her açıklama düşünerek yapılmalıdır, çünkü düşünmeden yapılan acele açıklamalar ileride sorun olmaktadır.