1 Aralık 1981!
Evet benim doğum günüm…
38 yılı geride bırakmak nasip oldu…
Rabbim, ailem, eş ve dostlarım ile birlikte nice mutlu yılları da nasip eylesin…
Rabbim, sağlık ve afiyet versin, tüm kardeşlerime…
Bugün Kayserispor’un, Karagümrük ile oynadığı maçı da yazacağım, ama daha öncesinde son günlerde Kayseri semalarında sığırcık kuşlarının muhteşem dansından da birkaç kelam edeceğim…
Rabbim, ne güzel yaratmış!
Evet, internet çağında yaşamanın olumlu yönlerinden birisi de herkesin elinde akıllı telefon olması.
Bununla birlikte güzel anılarımızı da sosyal medyadan paylaşıp, dünyalık olarak ölümsüzleştirebiliyoruz...
Akşam ezanı okunduğunda, binlerce kuş, karınlarının tok olması, birbirine kavuşmanın sevinci ile muhteşem bir görüntü veriyorlar bizlere…
Kayseri semalarında olduğu gibi bir çok şehirde de gökyüzü ile adeta dans ediyorlar…
Allah’a, şükrediyorlar aslında…
Biz insanlara çok güzel bir ders veriyorlar, ama anlayabiliyor muyuz? Onu düşünmek gerekiyor…
Her şey, kendi haliyle Allah’ı zikrediyor!
Çok şükür ki, bunları gördüren, bildiren ve duyuran Allah’a!
Şairin de dediği gibi, “Samimi olmak en güzel keramettir.
Bırakın uçmak kuşlara münhasır olsun.”
İnsanlara iyi görünmek için takla açmaya, gereğinden çok değer vermeye hiç mi hiç gerek yok!
Ömür, geçiyor işte…
Hz. Ali (RA)’nın dediği gibi, “Yapman gereken hayırlı işleri yarına bırakma! Bakarsın, yarın olur da sen olmazsın...”
Dün geçti, bugün yaşıyoruz, ama yarının garantisi yok…
Kimseyi kırmayalım, dünü unutmayalım, yarına da hep umutla bakalım…
Dinimizin gereği hep vefaya önem verelim…
Yaş 39’a geldi ve aynı zamanda da meslekte 21 yılı devirdim…
Hem Gazete, hem Televizyon derken, ömrümün yarısından çoğu çok severek yaptığım Gazetecilikte geçti, daha da çok hizmet edeceğim nasip olursa…
Bu süreçte spor camiasında büyük dostluklar elde ettim…
İlk günkü gibi heyecanı koruyan, izin nedir bilmeyen, Kayserispor ile sevinen, yine Kayserispor ile üzülen bir taraftar edasında geçen koskoca 21 yıl.
Kayserispor sevdamız meslekle birlikte başlamadı, tabii ki de…
Sayın Mehmet Özhaseki’nin sürekli dediği gibi maçlara girebilmek için ‘Abi, beni de alır mısın” diye rica ederek, çocukluğumuz geçti…
Meslek hayatımda yaşıtlarımız ve bizlere örnek olan bir çok değerli insanı da kaybetmenin üzüntüsünü yaşadım…
Buradan onlar için Rahmet diliyorum, mekanları cennet olsun…
Günler, haftalar ve yıllar da film misali gelip, geçiyor.
21 yıl içinde en çok üzüldüğüm şey Erciyesspor’un göz göre göre kaderine terk edilip, yok olması oldu.
Gençlerimizin önü kapandı, altyapı dağıldı, imkanlar azaldı, olan Kayseri’ye oldu…
Evet, maç dedim, ama yine lafı fazla uzattım, bugün de böyle olsun, Kayserispor’un, Karagümrük maçını da yarın yazayım, Allah’a emanet olun.