Orta öğretim kurumlarımız ders başı yaptılar. Yüksek öğretim kurumlarımızın da çoğunluğu ay sonundan itibaren 2018 – 2019 eğitim ve öğretim yılına merhaba diyecekler.
Özellikle yüksek öğretim kurumlarında öğrencilere barınma hizmeti veren (Yurt Hizmeti) kurumların başında Kredi Yurtlar Kurumu (KYK) geliyor. Bu kurumun dışında vakıf, cemaat, cemiyet ve özel şirketlerin işlettiği yurtlarda bu ihtiyaçlara cevap vermeye çalışıyorlar. Bunların içinde işini güzel yapan, doğru hizmetler veren tüm kurumları tebrik ediyorum.
Bu yıl hükümet aldığı bir kararla KYK dışında kalan kurumlardan kamu yararına belgesi olan ( Ensar Vakfı, TUGVA, Türgev, İlim Yayma Cemiyeti ve diğerleri) kurumların yurtlarında kalan öğrencilere yılda 5 bin TL yardım uygulaması başlattı. Yani bu kurumların yurtlarında kalan öğrenciler kamu yararı belgesi olmayan yurt öğrencilerine göre yıllık 5 bin TL avantajlı duruma geldiler. Bunun sonucunda bu kurumların yurtlarında doluluk oranı %100 olurken, yıllardır büyük fedakarlıklarla yurt hizmeti veren kamu yararına belgesi olmayan birçok yurt ise öğrenci müracaatı olmadığı için yurtlarını kapatma tehlikesiyle karşı karşıya geldiler.
Elbette hükümetin yurtlarda kalan üniversite öğrencilerine yılda 5 bin TL uygulaması güzel ve takdire şayan bir uygulamadır ama; bu desteğin sadece kamu yararı belgesi olan yurtlarda kalanlar için verilip böyle belgesi olmayan ama; yıllardır her türlü maddi ve manevi imkanları zorlayarak her türlü hukuki şartları yerine getirerek, gençlere hizmet veren kurumların bu destekten mahrum bırakılması beraberinde şunları akıllara getiriyor. Acaba devlet her şeyi ben yapacağım, benim desteğim dışında olanlar meşru değil, hukuki değil, benim yardımımı da hak etmiyorlar mı diyor düşüncesini ortaya çıkarıyor.
Geçen günlerde Kayseri’de uzun yıllardır üniversite öğrencilere ( kız, erkek) yurt hizmeti sunan, toplum nezdinde eğitim konusunda takdire şayan hizmetleri olan bir kurumun yurt müdürü ile görüştüm. Müdür bey diyordu ki! Biz yıllardır her türlü fedakarlığa razı olarak yurt hizmeti veriyoruz, ücretleri de hep makul sevilerde tuttuk, daima toplumun ve devletin hizmetinde olduk. Devletimizden kamu yararı belgesi de alamadık. Bu yıl devlet, kamu yararına belgesi olan kurumların yurtlarında kalan öğrencilere 5 bin TL öğrenci başı yardım yapmaya başlayınca bize müracaatlar birden kesildi. Kız yurdumuzu müracaat olmadığı için kapatmak zorunda kaldık. Böyle giderse erkek yurdumuzu da kapatmak zorunda kalacağız. Çünkü devlet yardımı alan öğrenci bu yardımı alan yurtları tercih ediyor. Şu anda bu yurtların doluluk oranı %100 bizim ki ise boş. Müdür arkadaş ekliyordu, biz daha fedakar ve vakıf anlayışıyla hizmet vermeye çalışıyoruz. Devletin kamu yararı belgesi olan kurumlara yaptığı 5 Bin TL yardım bizim yurtlarımızda kalanlar içinde yapılmalı ki hem devlet ayrımcılık yapmamış olur hem de özelleştirmeyi teşvik ediyorum diyen devlet devletleşmeye doğru adım atmamış olur.
Sanırım bakanlık yetkilileri ve hükümet yetkililerinin bu çağrıya kulak vermeleri! Belki de sonu çok iyi hesaplanmadan yürürlüğe konduğu düşülen bu uygulamayı gözden geçirmeleri, ülkeye hizmetten başka kaygısı olmayan kurumlar arasında ayrım yapmadan adaletle ve onları kucaklayarak hizmet etmek isteyen ama hep devletten yardım alayım demeyen elinin, gücünün yettiğince hizmet etmek isteyen kurumlarında gönlünü alması gerekiyor.
Selam ve dua ile