Dış medya, Barış Pınarı Harekatı'nı sabote ediyor

Türkiye'nin Barış Pınarı Harekatı başladı. Harekatın başlamasının ardından hedefte Kürt grupların olduğuna yönelik haberler yapan dış basın adeta Türkiye'nin Barış Pınarı Harekatı'nı sabote etmeyi hedefledi.

Dış medya, Barış Pınarı Harekatı'nı sabote ediyor

Konuya ilişkin açıklamalarda bulunan Karamanoğlu Mehmetbey Üniversitesi Yeni Medya Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. İbrahim Ethem Bilici, “Al Jazeera İngilizce İnternet kanalı, News adlı haber programında,“Türkiye Suriye sınırından Kürt savaşçıları temizlemeye hazır olduğunu söylüyor” altyazısıyla bir skandala imza attı. Türkiye’nin sınırlarındaki terör koridorunu, terör ve şiddetten arındırmak üzere yaptığı Barış Pınarı Harekatı’nı etnik zemine taşıyarak sunması kafalarda ciddi soru işaretleri doğurdu” dedi. 
Harekatın başladığı saatlerde Al Jazeera’nin bu şekilde yayın yapmasını Öğretim Üyesi Doç. Dr. Bilici şöyle değerlendirdi: “ ‘Turkey says it’s ready to clear KURDISH FIGHTERS from the Syrian border’ Al Jazeera’nin altyazıda bile olsa, “Türkiye Kürt Savaşçıları temizliyor” gibi bir başlığı atması, etnik olarak son derece provokatiftir. Çünkü Türkiye orada Kürt kardeşlerimizle değil teröre angaje olmuş çeşitli etnik unsurları barındıran besleme bir kitleye karşı mücadele veriyor. Türkiye’nin bırakın etnik temizlik, etnik ayrıştırma veya dışlama gibi bir eğilimi bile söz konusu olamaz. Eğer öyle olsa Iraktan Afganistan’a koskoca bir coğrafyadan gelip sığınan Arap, Kürt, Türkmen tüm savaş mağduru kardeşlerine kucak açmazdı. Ayrıştırıcı dil kullanılarak etnik istismar konusu edilmeye çalışılan buradaki çatışmaları, yine etnik zeminde düşünecek olursak, İŞİD, YPG gibi örgütlerin içinde pek çok Avrupa’dan savaşmak için gelmiş şahısların bulunduğunu nasıl açıklayabiliriz? Neden buradalar? Bu son derece hassas günlerde medyada çıkan açıklamalara ve etiketlemelere çok dikkat etmek lazım, dikkat etmeyenlerin de sıcak takibatının yapılması, gerekli müdahalelerin hızlı bir şekilde yapılması lazım.”
 
Bilici ayrıca şunları dile getirdi; “Yine Al Jazeera’de art arda yer alan Avrupa Birliği’nin “Türkiye askeri ‘incursion’u durdurmalı” alt yazısındaki; ‘European Union calls on Turkey to halt military INCURSION’ kısmında ‘Incursion’un Türkçe’de akın, istila, baskın, tecavüz anlamlarına gelmesi nedeniyle son derece suçlayıcı ve haddini aşan bir ifadedir. Oysa bu bir sınır güvenliğini sağlamak üzere yapılmış operasyondur ve Türk askeri tarih boyunca hiç gasp, tecavüz ve soykırım yapmamıştır. Tarihte böyle bir şey göremezsiniz. Osmanlı Devleti de Türkiye Cumhuriyeti Devleti de temelden itibaren hiç bir zaman emperyalist bir mentalite taşımamıştır. Buradaki bizim için asıl önemli olan konu şudur: Cephedeki savaş veya çatışmaların cephe gerisinde ve medyada dezenformasyon savaşına dönüşmesi ihtimali, ciddi bir risktir ve cephedeki savaşın medyada da sürdürülmesi gerekir. Yiğitçe savaş meydanına çıkıp kılıç-kalkan cenk eden düşman portresi, günümüzde soğuk silahların ve teknolojinin katılımıyla çok daha kaypak bir savaşa dönüşmüştür.” HABER: KAAN AKBAŞ