Bu da ERÜ farkı

Türkiye'de Kovid-19'a karşı geliştirilen 18 aday aşı çalışması bulunuyor. Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ)'nün listesinde bulunan bu çalışmalar içerisinde, en önde gideni ise, Erciyes Üniversitesi (ERÜ)'nde, Prof. Dr. Aykut Özdarendeli ekibinin geliştirdiği inaktif aday aşı çalışması.

Bu da ERÜ farkı

TÜRKİYE'DE TOPLAM 18 AŞI

Türkiye Ocak ayında aşılama programı başladı. Halihazırda Çin’den getirilen Sinovac ve ABD-Almanya ortak yapımı BioNTech/Pfizer aşısı vatandaşlara uygulanıyor. Bunun yanı sıra ülkede yerli aşı çalışmaları sürüyor.  Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu (TÜBİTAK) ve Türkiye Sağlık Enstitüleri Başkanlığı (TÜSEB) bünyesinde, 49 farklı kurumda 436 araştırmacı tarafından, 18 adet, DSÖ'nün listesine giren yerli aşı çalışması sürüyor.

EN ÖNDE GİDEN ERÜ'DEKİ AŞI

Geçen hafta başında gerçekleştirilen Bilim Kurulu toplantısı sonrasında açıklamada bulunan Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, söz konusu aşı çalışmaları içerisinde en önde gidenin ERÜ'de, Tıp Fakültesi Tıbbi Mikrobiyoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Aykut Özdarendeli ekibi tarafından geliştirilen aday aşı çalışması olduğu söyledi. Daha önce Kırım-Kongo kanamalı ateşi hastalığına karşı da aşı geliştiren Prof. Dr. Özdarendeli ekibinin aşı çalışmasında Faz-2 sürecinin sonuna gelindi. Bakan Koca, ERÜ'deki aşının Faz-3 çalışmasının Eylül ayında tamamlanmasını, böylece ülkedeki ilk yerli aşı uygulamasına başlanabileceğini ifade etti.

3 ADET FAZ-1 ÇALIŞMASI VAR

Koca ayrıca, ERÜ'de Faz-2 çalışması tamamlanan aşının yanı sıra, 3 adet Faz-1 çalışması tamamlanan yerli aşı olduğunu da bildirdi. ERÜ'deki çalışmada Mayıs ayında Faz-3'e geçilmesini umduklarını kaydeden Koca, "Eylül ayında Faz-3'ü bitecek olan ilk aşımız bu olacak. Devamında da Ekim, Kasım'da da diğer aşıların biteceğini, başarıyla sonuçlanırsa üretime geçilebileceğini ifade ediyorum." dedi.

ODTÜ AŞISINDA YÖNTEM FARKLI

ERÜ'deki inaktif aşının teknolojisi, Çin'den getirilen Sinovac aşısıyla benzerlik gösteriyor. ODTÜ'de geliştirilen ve ve Faz-1 çalışmalarına başlanan aşı ise, Almanya'dan getirilen BionTech/Pfizer aşısının teknolojisiyle benzerlik gösteriyor. Bu aşı türüne protein temelli, ‘virüs benzeri parça’ (VLP) aşısı adı veriliyor.

BU TÜRDE DÜNYADA 4'ÜNCÜ

Sanayi ve Ticaret Bakanı Mustafa Varank'ın önceki gün Faz-1 için gönüllü olduğu, ODTÜ'deki söz konusu aşı adayı, 30 Mart itibariyle, DSÖ'nün Kovid-19 aşı adayları listesinde yer alarak dünyada bu türde klinik aşamaya geçen 4'üncü aşı adayı oldu.

AŞIDA 'FAZ SÜRECİ' NE ANLAMA GELİYOR?

* Faz-1 insan deneylerinin ilk aşaması olup 10 ila 100 gönüllüyle yapılıyor. Aşının güvenilirliği, yan etkileri ve etkili doz aralığıyla ilgili durumu belirleniyor.

* Faz-2 çalışmasında 100 ila 1000 gönüllü hedeleniyor. Bu aşama acil durumlarda Faz-1 ya da Faz-3’le birleştirilebiliyor. Faz-2 aşamasında genellikle plasebo kontrollü ‘çift kör’ (aşıyı alanın da aşıyı uygulayanın da aşı mı boş aşı mı bilmediği) çalışmalarla aşının etkililik ve güvenilirlik profili daha ayrıntılı bir şekilde ortaya konuluyor ve gönüllüler bir yıl ya da daha uzun bir süre boyunca takip ediliyor.

* Onbinlerce kişinin dahil edildiği Faz-3 çalışmalarındaki gönüllüler uzun dönem etkileri takip etmek için en az bir yıl takipte tutuluyor. Pandemi koşullarında aşı geliştirme hızının önemli olduğu durumlarda bir ‘sonlanım noktası’ kriteri belirlenir. Örneğin, 10 bin kişinin kabul edildiği çift kör bir çalışmada 50 kişi Kovid-19 pozitif olduğunda bu kişilerin aşı kolunda mı plasebo kolunda mı oldukları görülür.

* Aşı çalışmasındaki gönüllüler düzenli olarak yan etkiler açısından takip edilir. Dolayısıyla sonlanım noktasını geçtiğinde etkililiği ve güvenilirliği ortaya konan aşılar Faz-3’ün tamamlanmasını beklemeden, ‘acil kullanım onayı’ alabilir. Şu dönemde dünyadaki tüm aşılar ‘acil kullanım onayı’ almıştır.

Selma Kara