Gezici, Erü Rektörü Güven'e seslendi: 'Üniversite güvensiz'

Ülkü Ocakları Eğitim ve Kültür Vakfı Kayseri İl Başkanı Aytaç Gezici, Kayseri Anadolu Haber Gazetesi'ne konuştu. Gezici, Ülkü Ocakları'nın faaliyetleri, üniversitelerde yaşanan PKK yapılanması ve gündeme dair çok önemli açıklamalar yaptı. İşte sorular, İşte cevaplar:

Gezici, Erü Rektörü Güven'e seslendi: 'Üniversite güvensiz'

SAYIN BAŞKAN, YOĞUN FAALİYET PROGRAMINIZDA BİZLERE AYIRDIĞINIZ ZAMAN İÇİN TEŞEKKÜR EDİYORUM. GENÇ YAŞTA KAYSERİ ÜLKÜ OCAKLARI BAŞKANLIĞI GÖREVİNE GETİRİLDİNİZ. BÜYÜK BİR SORUMLULUK ALDINIZ. GEÇEN SÜRECİ NASIL DEĞERLENDİRİYORSUNUZ?  

Ülkücü harekette, hangi alanda veya hangi konumda olursa olsun vazife yapmak erişilmez bir gurur ve hizmet etme imkanı bulmak da ulaşılmaz bir arzudur. Hoca Ahmet Yesevi'den günümüze ulaşan ocak kültürü ve teşkilat geleneğimizden aldığımız ilham doğrultusunda, maziden atiye akan bir hizmet köprüsü olarak değerlendiriyoruz. Aziz milletimizin dertleriyle dertlenmek noktasında bir gönül kapısı olarak yüreğimizi ve teşkilatlarımızı sonuna kadar çözüm odaklı sosyal sorumluluk projelerine açmak öncelikli meselemizdir.

Bir ocak başkanı göreve başlarken kendisine Kuran-ı Kerim, Türk Bayrağı ve Bozkurt flaması takdim edilir. Bu bizim ocaklarımızda gelenek haline gelmiştir. Öncelikle bu üç nişane tevdi edilen görevin ne kadar kutsal olduğunu işaretlemesi açısından manidardır. Yüklenmiş olduğumuz sorumluluğun muhtevasını, sınırlarını, hedeflerimizi, hareket planımızın şeklini ve dünyayı okuma biçimimizi bu kutsal emanetlerin dilinden anlamak mümkün. 
Bu nadide hediyelerin her biri lekelenmeden canımızdan aziz bilmek suretiyle her ne pahasına olursa olsun yaşayarak ve yaşatılarak gelecek nesillere ulaştırmak zorunda olduğumuz emanetlerdir; tıpkı bize tevdi edilen Ülkü Ocakları İl Başkanlığı makamı gibi.

Ülkücü hareketin bizlere hediye etmiş olduğu önemli kavramlardan bir tanesi de malum olduğu üzere yol arkadaşlığı mefhumudur. Diğer bir ifade ile bizler Ülkücü olabilmek ülküsünde yol arkadaşlığı yapmak üzere ant vermiş bulunuyoruz.

Bu kutlu görevi yaparken, tek eksikliğini hissettiğimiz konu ise ailemize yeteri kadar zaman ayıramamak oluyor. Sizlerin vasıtası ile tüm ailelerin affına sığınıyorum. Bizim yolumuz uzun ve meşakkatli…

ÜLKÜ OCAKLARINA VE ÜLKÜCÜLERE KARŞI BİR ÖNYARGI VAR BUNU NASIL DEĞERLENDİRİYORSUNUZ?

Türk Milleti’nin, rahmetli Başbuğ'un "Yeniden Maneviyata Dönüş ve Maneviyatta Diriliş" diye ifade ettiği şuur bilinciyle bir silkiniş ve öze dönüşe ihtiyaç vardır. Biz de devir aldığımız şuuru bu istikamette zirvelere taşımak için mücadele ediyoruz. Bizlere karşı neden bir önyargı olduğunu da anlamakta güçlük çekiyorum. Hayatının hiçbir döneminde Ülkü Ocakları’nın kapısından içeri girmemiş, bir bardak çayını içmemiş insanlar, en kolay yolu seçerek insanlara çeşitli sıfatlar yakıştırabiliyor. 
Biz bunları kesinlikle kabul etmiyoruz. Biz milliyetçiliği bir medeniyet davası, temsilcilerini de bu medeniyet inşasındaki gazi dervişler, Yesevi Alperenleri ve ruh mimarları olarak görüyoruz. 
Ocaklarımızda gerçekleştirdiğimiz ve gerçekleştirmeye devam ettiğimiz çok ciddi sosyal sorumluluk projelerimiz var. Buradan bize önyargı ile bakanlara seslenmek istiyorum. Bizleri bilmeden hakkımızda hüküm vermeyin. Kiçikapu semtinde bulunan merkez ocağımızın ve 15 ilçe ocağımızın kapıları herkese açıktır. Buyurun bir acı çayımızı için eminim ki ülkücüleri tanıdıktan sonra bakış açınız çok değişecektir. 

ÜLKÜ OCAKLARI İL BAŞKANLIĞI'NIN TEŞKİLAT YAPISI, ŞUBE SAYISI VE FAALİYETLERİ HAKKINDA BİLGİ VERİR MİSİNİZ?

Ülkü ocaklarının teşkilat yapısını kısaca şöyle özetleyebiliriz. Bizde öncelik kardeşlik hukukudur. ‘Ülkücü, ülkücünün öz kardeşidir’ bizim düsturumuzdur. Ancak işleyişin devam etmesi açısından başkan ve yönetim kurulu olarak kendi aramızda bir görev dağılımımız vardır. Merkez ocak olmak üzere Kayseri’de 15 ilçede ocaklarımız var. 4 üniversitede teşkilatlarımız, liselerde okul meclisleri düzeyinde temsilciliklerimiz var. Türkiye’nin 76 ilinde etkin bir yapıya sahibiz. 

TÜRKMEN SOYDAŞLARIMIZA SAHİP ÇIKMAK İÇİN CİDDİ ÇALIŞMALAR YAPIYORSUNUZ. ORADA SOYDAŞLARIMIZLA BERABER YAŞADIKLARINIZ HAKKINDA BİRAZ BİLGİ VERİR MİSİNİZ?

Türkmenler biz Ülkücüler için, Turan coğrafyasının nadide bir parçasıdır. Türk Milliyetçileri, dünya Türklüğü’nü hiçbir zaman için Anadolu Türklüğü’nden ayrı görmemiş, onu, Anadolu Türklüğü’nün doğal bir uzantısı olarak görmüştür Türkmen soydaşlarımız  bize Osmanlı’nın vasiyeti, Misak-ı Milli’nin emanetidir. Fakat bugüne geldiğimizde, kadim vatan toprağı olan, sahipsiz bırakılmış, Türkmen kardeşlerimizin can ve malları tehlikeye düşmüş, bir başına bırakılmıştır. Biz Ülkü Ocakları olarak, Kerkük’ü, Bayırbucak’ı, Yarkent’i, Emirli’yi, Tuzhurmatu’yu Ankara’dan, Rize’den ya da Kayseri’den ayrı görmedik, bundan sonra da göremeyiz. Bu anlamda, yaşanan her hadiseyi, her sorunu kendi meselemiz olarak kabul ediyoruz. Ülkü Ocakları Genel Başkanımız sayın Olcay Kılavuz, defalarca Bayırbucak ve Kerkük’e ziyaretlerde bulunarak, yapılan yardımları ve kalbi soydaşlarımız için atan milyonlarca ülkücünün selamını götürdü. Biz de Kayseri Ocak olarak kendi imkanlarımız ile sadece ocaklı arkadaşlarımızın gayretleri ile topladığımız 80 TIR yardımı Bayırbucak ve Halep’te zor durumda yaşam mücadelesi veren kardeşlerimize ulaştırdık. Şehrimize sığınan soydaşlarımızın da her zaman yanında olduk maddi ve manevi destek verdik.  Bu yardımları yaparken, kimseyi etnik kimliğine göre ayırmadık. Suriyeli Türkmenlere verdiğimiz desteğin aynısını diğer sığınmacılar için de yaptık.

ÜLKÜ OCAKLARI, GENÇLERE YÖNELİK NE GİBİ EĞİTİMLER VERİYOR. İLİMİZDEKİ FAALİYETLERİNİZ NELERDİR? ÜLKÜCÜ GENÇLİK GELECEĞİ NASIL GÖRÜYOR?

Ülkü Ocağı, milletine karşı derin sevgi ve saygı taşıyan milletinin ızdırapları karşısında çözüm yolları arayan bir eğitim ve kültür vakfıdır. Elbette ki hareket planımızı dört temel husus üzerine kurgulayacağız. Yüce dinimiz İslam'ın temiz kaynağından beslenmiş, maneviyatı kamil, ruh ve moral değerleriyle sağlam; bedenen her türlü kötü alışkanlardan uzak ve sporun en az birkaç dalıyla uğraşan güzeli arayan gören ve daima nezaketle takdir etmesi bilen, bilgiyi etkin bir şekilde kullanıp uzmanlaşma şifresinde ısrarcı olan bir gençlik hedefliyoruz. Bunun içinde çalışmalar yapıyoruz. Mehmet bey, aslında o kadar çok faaliyet yapıyoruz ki, beklide saatlerce sayabilirim ancak kısaca özetlemek gerekirse; her perşembe günü siyer ve Kuran-ı Kerim derslerimiz oluyor. Sohbetler düzenliyoruz, bilenler bilmeyenlere öğretiyor. Bilmeyenlerde sorularına cevap buluyor. Spor dallarında büyük başarılara imza atan sporcularımız var. Onlarda ocağımız aracılığı ile yeni sporcular yetiştiriyor. Bilindiği üzere yaz dönemlerinde üniversiteli arkadaşlarımız yaz okullarında küçük kardeşlerimize dersler veriyor. Dolu dolu bir yaz tatili geçirmelerine yardımcı oluyor. Geleneksel hale getirdiğimiz yaz okullarımız büyük ilgi görüyor. Fiziki imkan yetersizliği nedeni ile elimizden geldiği kadar talepleri karşılamaya çalışıyoruz. Yine konferanslarımız, seminerlerimiz oluyor, Türk dünyasından çok önemli isimleri Kayseri’de ağırlıyor ve genç arkadaşlarımız ile bir araya getirip bilgilerinden ve birikimlerinden istifade etmelerini sağlıyoruz. Bayan birimlerimizin kermesleri ve ziyaretlerinin yanı sıra aziz şehitlerimiz için her hafta düzenli olarak hatim programları düzenliyoruz.

OCAĞA BAĞLI GENÇLER ARASINDAKİ DİYALOĞU GÜÇLENDİRMEK İÇİN NELER YAPIYORSUNUZ, OCAKLARA BAĞLI HERKES BİRBİRİNİ TANIR MI?

Biraz önce saydığım faaliyetlerimizi yaparken, aslında bunlar ciddi organizasyon isteyen ve ciddi mesailer harcanması gereken işler. Bu faaliyetlerin sorumluluğunu alan arkadaşlarımızın birbirleri ile mutlaka çok samimi oluyor ve kardeşlik hukuku kendiliğinden doğuyor. 
Biz çok büyük bir aileyiz. Genel başkanımızdan tutun da en alt birimdeki bir kardeşimiz birbirine saygı ve sevgi çerçevesinde kardeşlik hukuk ile sımsıkı bağlıdır.
 
ÜNİVERSİTELERDE SON ZAMANLARDA PKK'LI YAPILANMASI İLE İLGİLİ CİDDİ İDDİALARINIZ VAR. ÜNİVERSİTE YÖNETİMİNİN TUTUMUNU ELEŞTİRDİNİZ. NE GİBİ TEHLİKE GÖRDÜNÜZ, ÜNİVERSİTE YÖNETİMİ İLE KONUYU GÖRÜŞTÜNÜZ MÜ? 

Bu yaklaşım dünden bugüne değişmeyen süreçteki aktörlerin eski senaryoları yeniden dillendirmesinden başka bir şey değildir. Mevcut üniversite yönetimi gerçekleri gizlemek ve tehlikeyi ötelemeye çalışmaktan başka bir yol almıyor. Bu konuyu dile getirmemiz kamuoyunda sanki sadece ülkü ocaklarının bir sorunuymuş gibi algılandı. Bu konu bizim olduğu kadar bütün kentin meselesi, vatan hainlerine karşı ülkücülerin sesini yükseltmesi ve kentimizin içine sızmaya çalışan bir tehlikeye sessiz kalmamızı kimse beklemesin. 
 
Arkadaşlarımız okullarına gidip derslerine girmekten başka bir gaye gütmemesine rağmen, üniversitedeki bölücü yapılanmayı görmezden gelen üniversite yönetimi örgüt propagandası yapan tespitli örgüt elemanlarına karşı çok nazik ve kibar olmalarına karşın saldırıya uğrayan ve sürekli kavga zemini oluşturmak için tahrik edilen arkadaşlarımızın mağduriyetlerini görmezden gelmektedir. 

Sadece Soma’da şehit olan işçilerimiz için Mevlid-i Şerif okutan arkadaşlarımız tahrik edilerek, bizlerin adeta sabrı test edilmiştir.
 
Üniversite yönetimine ve rektöre defalarca konuyu iletmemize rağmen bu konuda sessiz kalmayı ısrarla tercih etmesine mana veremiyoruz. 

Bölücü örgüt elemanlarını neden koruma altına aldıklarını bir türlü izah edemediler. Sürekli bizlerin sorularına oyalama taktikleri ile cevap vererek mevzuatı bahane gösterdiler. Cevap arayan üniversiteli arkadaşlarımızı ise üstü kapalı tehdit ettiler. Buradan Erciyes Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Muhammet Güven’e sesleniyorum: ‘SAYIN GÜVEN, ERCİYES ÜNİVERSİTESİ GÜVENSİZ’. Bu gerçeği göz ardı etmemesi en büyük temennimdir. Suskunluğunun sebebi gaflet mi, dalalet mi, korkumu? Her ne ise kamuoyuna açıklamalı. Kayseri’ye okumak için gelen binlerce öğrencinin güvenliğini sağlayamıyorsa onurlu bir şekilde bırakıp gitmelidir. Bin bir zorlukla ailelerinin göstermiş olduğu büyük fedakarlıklarla bu okullara gelen inançlı, devletine ve milletine hizmet etmekten başka hiçbir maksadı olmayan yüzlerce Anadolu gencini huzursuz etmeye, istikballerini çalmaya kimsenin hakkı yok. Üniversiteler adeta barut fıçısı gibi. Kayseri’de terör örgütünün elemanları açık açık yuvalanıyor. Buna asla müsaade etmeyeceğiz. Biz gerekli makamları uyararak toplumsal görevimizi yerine getiriyoruz. Aksi taktirde yaşanacak üzücü bir olayın sorumlusu,  başta ERÜ Rektörü Prof. Dr. Muhammed Güven ve şehri yönetenlerdir.  Ülkücülerin acıları halen kanamaktadır ve kanamaya devam edecektir. Bir daha  Ege Üniversitesi’nde PKK’lı teröristlerce şehit edilen arkadaşımız FIRAT YILMAZ ÇAKIROĞLU vakasını yaşayacak sabrımız kalmamıştır.  

ÜLKÜCÜLERİN SOKAKLARDA OLMASINI İSTEYEN PROPAGANDALAR YAPMAKTADIRLAR. ÜNİVERSİTELERDE YAŞANAN OLAYLAR KARŞISINDA ÜLKÜCÜ ÖĞRENCİLERE TAVSİYELERİNİZ NELER OLACAKTIR?

Talip olduğumuz medeniyet şuurunda, ülkücü-milliyetçi camia bir ilim ve ahlak hareketine taliptir. Sokaklardaki, üniversitelerdeki anarşinin çözümü adına devletin kolluk kuvvetleri gerekeni yapmak mecburiyetindedir.
Biz bir tek insanımızın dahi zayi edilmediği; sanayisi, tarımı, sanatı gelişmiş; okuyan, sorgulayan, araştıran, düşüncelerini özgür bir şekilde ifade edebilen, özetle yurtiçinde ve yurtdışında itibarı olan, dünya insanlığının medeniyet noktasında referans aldığı bir Türkiye yani güçlü, lider bir ülke ülküsünün peşindeyiz. 2023 Türkiye’sinin yeni Aziz Sancar’ları, doktorları, mimarları, bürokratları, siyasetçileri, gazetecileri  bu üniversitelerden yetişecek. Terörün egemen olduğu bir ortamda bu hedefin imkansız olduğunu biliyoruz.  Kendi çocuklarını Ülkü Ocakları’na göndermeye imtina ederken her türlü ticari ortaklığı meşru görerek bütün bunları bir yana bırakıp hiç kimse Ülkücü Türk Gençliği adına konuşmasın!  Biz liderimizi dikkatle takip ediyor ve anlıyoruz. Bu sebeple bu tip yaklaşımlar asla ülkücü hareketi etkilemeyecek beyhude ve talihsiz açıklamalar olarak kayıtlara geçecektir. Ülkücünün yeri sokak değildir. Yılmayacağız, yıkılmayacağız, başaracağız… 

KAMUOYUNA VE ÜLKÜCÜ GENÇLERE BİR MESAJINIZ VARSA ONU DA ALALIM. SÖYLEŞİ İÇİN AYIRDIĞINIZ VAKİT İÇİN TEŞEKKÜRLERİMİ SUNUYORUM.

Sizler vesilesi ile de kamuoyuna şunu son defa söylüyorum. Ülkücü hareket asla sokakların, bölücü taşeronların ve küresel güçlerin oyununa gelmeyecektir. Ülkü Ocakları Türk Milleti’nin gençlik aşısıdır.

Biz bu ülkeyi, bu milleti karşılıksız bir sevgi ile seviyoruz. Ve inanıyoruz ki yarının lider ülke Türkiye'si günümüzün ülkücü neslin omuzlarında yükselecektir. Şahsınıza ve Kayseri Anadolu Haber Gazetesi’ne fikirlerimizi kamuoyu ile paylaşmamıza vesile olduğu için teşekkür ederim. RÖPORTAJ / MEHMET SERBEZ