Beton çatlaklarına son: yeni nesil betonlar artık kendi kendini onaracak

Abdullah Gül Üniversitesi Öğretim Üyesi Dr. Yusuf Çağatay Erşan, içine eklediği bakteriler sayesinde kendini onaran beton çalışmasına imza attı.

Beton çatlaklarına son: yeni nesil betonlar artık kendi kendini onaracak

Dr. Öğretim Üyesi Yusuf Çağatay Erşan, 2013-2016 yılları arasında Belçika Ghent Üniversitesinde bir grup akademisyenle birlikte yaptığı doktora çalışmasında, beton karışımının içerisine bakteri ekleyerek, kendi kendini yenileyen daha uzun ömürlü bir beton elde etmeyi başardı. ‘Biyobeton’ adı verilen çalışmada, çeşitli işlemlerden geçirilerek beton karışımının içerisine eklenen bakteriler, betonlardaki çatlakları kireç taşı ile doldurarak, tamir gereksinimini ortadan kaldırıyor ve betonun ömrünü uzatıyor. Ayrıca biyobeton sayesinde beton içerisindeki çelik donatıların korozyona uğramasının önüne geçiliyor, böylece betonun ömrü uzatılmış oluyor. 
 
Betonun içerisine ilave edilen bakteriler çatlakları onarıyor
 
‘Biyobeton’u daha optimum bir karışım elde etmek için çalışmaya devam ettiklerini söyleyen Erşan, betonun kendi kendini onarma süreci hakkında şu bilgileri verdi: “Normal bir betonda kum, çimento ve agregalar vardır. Biyobetonda ise bunların yanı sıra gerektiğinde betonu tamir edebilecek bakteriler bulunuyor. Bakterileri kum gibi, kurutulmuş toz şeklinde beton karışımının içerisine entegre ediyoruz. Beton sertleştikten sonra oluşabilecek hem erken yaş hem de ileriki dönemlerde oluşabilecek çatlaklara karşı betona bir nevi aşı yapmış oluyoruz. Bakterileri betonun içerisine spor halde yerleştirdiğimiz için, bakteriler beton çatlayana ve herhangi bir su sızıntısıyla karşı karşıya kalana kadar uyku modundalar. Ama beton çatladığı andan itibaren içeri giren su ve çözünen besinlerle birlikte ortam bakterilerin harekete geçmesi için uygun hale geliyor ve bakteriler kalsiyum karbonat çökmesini sağlayarak çatlakları kapatıyorlar.” 
 
Suyla temas eden beton yapılarda kullanılıyor 
 
Biyobetonun suyla temas eden köprü ayakları, limanlar, denizaltı tünelleri, yatay olduğu için su tutan yollar gibi yapılarda kullanılabileceğini belirten Erşan, ürünün aynı zamanda bu gibi yapılarda kullanılan çelik donatıları da korozyona karşı koruduğunu ifade etti. Bu şekilde betonun ömrünü uzattıklarını dile getiren Erşan, “Çalışmada kullandığımız biyogranüller çelik korozyonunu da engelliyor. Yani hem çatlağı onarıyor hem de çeliğin üzerinde koruyucu bir tabaka oluşturarak, çeliği de uzun süre koruyabiliyor” dedi. 
 
Betonun ömrü uzuyor 
 
Halihazırda biyobetonun başlangıç maliyetleri yüksek olsa da, sonradan ortaya çıkan işletme ve tamir masraflarını ortadan kaldırdığı için uzun vadede karlı olduğunu vurgulayan Erşan, “Çalışmaya başladığımız 2013 yılında yüzde bin-2 bin civarında başlangıç maliyetleri konuşulurken şu andaki çalışmalarımızla bu maliyeti on katına kadar düşürdük. Ancak piyasa koşulları için halen bu düzey yeterli değil. Fakat kurtardığı maliyetler bakımından avantajlı. Çünkü betonu sürekli takip etmek zorunda kalmıyorsunuz ve çatlak oluştuğunda tamir etmek için ekstra masraflarınız olmuyor. Tamirat sırasında bir yolu, tüneli, köprüyü kapatmak çok ciddi maliyetler ve hizmet aksamalarına neden oluyor, ancak biyobeton kullanıldığında tüm bu maliyetler ortadan kalkıyor. Ayrıca betonun ömrünü uzatarak maliyetlerin azaltılmasına ikinci kez katkı sunulmuş oluyor. Yani halihazırda başlangıç maliyetleri yüksek olsa da, ileri aşamalarda ortaya çıkabilecek işletme maliyetlerinin önüne geçmiş oluyoruz” ifadelerini kullandı.  HABER-FOTO-GÖRÜNTÜ: İHA